Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir garip haller…

İşin aslı bugün pek keyifliyim, hani tam da romantik komedi filmleri tadında bir yazı yazma eğilimim beni dürtükleyip dursa da, gündemdeki zincirleme haberler önceliklerini hatırlatıyorlar!

Haklılar tabii ki…

Samsun’da on altı yaşında bir kız için ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılmış!

Gerçi Cem Garipoğlu davasında öğrenmiştik on sekiz yaş altındakilere en az on iki, en fazla on beş yıl olarak uygulanıyormuş bu tür cezalar ama işin aslı eğer bu kızımız ile Cem’in cezaları yasalar önünde üç aşağı beş yukarı benzeşirse ciddi anlamda bir gariplik olduğunu düşünürüm!

Zira kızımız annesine tecavüz etmek isteyen adamı durduramayınca evdeki tabanca ile ateş etmiş!

Savunmasız bir insanı işkence ile öldürmek ile savunma amacıyla birini öldürmek arasında ciddi bir fark olması gerekmektedir diye düşünmekteyim!

Üstelik de Cem firar ederken, kızımız kuzu kuzu teslim olmuş; yargı önünde mutlaka bu durumun da ayrıcalığı olmalıdır, değil mi?

Ama Cem’in babası yardımdan yargılanıyorken şu an dışarıda ise, tüm yardımdan yargılananların da dışarıda olması gerekmez mi?

Ya da hep birlikte içeride?

******

Garip durumlar bunlar tabii ki; mesela Gaziantep’te yirmi iki yaşında bir kız kendini asmış, babası durumu gördüğünde ölmüştür nasıl olsa düşüncesiyle ipi kesmemiş!

Zira ipi kesmenin suç unsuru olduğunu düşünmüş!

Ekip gelip de doktor müdahale ettiğinde zavallı kız yaşama döndürülmüş ancak bir gün tutunabilmiş; oysa ip daha erken kesilseydi yaşamaya devam da ediyor olabilirdi muhtemelen!

Nasıl bir korkudur bu ki içgüdüsel hamleni yapamıyorsun?

Hangi anne baba asılı çocuğunun ölüp ölmediğine bakmaksızın ilk hamle olarak ipi kesmez ki? Mesela sarılmak da mı istemez, ne bileyim, karışık durumlar…

Hani eve giren hırsıza da dokunmamalıyız ya, onun gibi bir şey mi?

İnsanın aklını zorluyor yani…

Bir de cezalardan kurtulmak için en geleneksel yol olan akıl sağlığını yitirme, hatta zaten yerinde dahi değildi o sırada diye yutturmaya çalışma gayreti içinde olanlara bir yenisi daha eklendi: Hüseyin Üzmez!

Fotoğrafını görmedim lakin kravatının garip bağlandığı ifade edilmiş, bir hunisi eksikmiş ama artık o da fazla gelirdi…

Mahkemeyi inandırmak adına anlamsız şeyler söylemiş, ben hiç inanmadım ama mahkeme gözlem altına alınıp, rapor tutulmasına karar vermiş!

Geçenlerde bir haber vardı, çocuk pornosu ile iştigal eden bir vatandaşımızı Almanya tespit etmiş ve bildirmiş, hakikaten de tespit doğruymuş, adam yakalanmış; Almanya Deniz Feneri durumunu da tespit etmiş, bilahare bilgilendirmişti ama demek ki pornocuya öncelik tanınmış!

Eee, herkesin bir önceliği var…

Oğlumun arkadaşı söylüyor bugün, geçenlerde sabit fiyat karşılığı sınırsız pizza yemeğe gitmişlerdi, ilk gittiklerinden sonra fiyatlara zam geldiğini söylersem potansiyellerini tahmin edersiniz sanırım; çatlayarak ölmek üzere olduğunu düşündüğü an demiş ki: Ölürsem tazminat davası açın, annem rahat etsin bari arkamdan!

Bu arada, ilgisiz bir şey diyeyim: Yıldızlarımı kaybettim!

Konudan konuya atlarken kullandığım yıldızlarım vardı, ne ettim, bilmeden neye evet ya da hayır dedim bilmiyorum ama yıldızlarımı umursamıyor sistem!

Bulana kadar ilgisiz konular arasında altı adet yan yana dizilmiş yıldız olduğunu varsayın, olur mu?

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..