Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Aralık '08

 
Kategori
Söyleşi
 

Blogger Röportajları (1) - Kerem Oğuz

Blogger Röportajları (1) - Kerem Oğuz
 

http://www.flickr.com/photos/dh2/512969676/


Milliyet Blog zaman içinde kendi blogger'larını yarattı ve zamanla hepimizin takip ettiği, severek okuduğu, "yazar" sıfatını yakıştırdığı kişiler ortaya çıktı. Röportaj yaptığım kişileri seçmek için belirli kriterlerim yok. Sadece sevdiğim ve diğer insanlar tarafından beğeniyle okunduğuna inandığım kişileri sizlere daha yakından tanıtmak amacındayım.
Sorularımı hazırladım ve ilk röportajımı beğendiğim yazarlardan birisiyle, Kerem Oğuz'la yaptım. Ben sordum o da dürüst ve samimi bir şekilde cevapladı.

Ben susuyorum ve sizi röportajla baş başa bırakıyorum. Keyifle okuyacağınızı umuyorum.

Neden yazıyorsun? Yazıp çiziyorsun, çabalıyorsun. Bu dünyaya ne söylemeye çalışıyorsun?

<ı>Aslında ilk baştaki motivasyonum ile iki yıl sonra geldiğimdeki motivasyonlarım birbirlerindne farklı. İlk başta yazdıklarıma ilgi gösterilmesi yani bir şekilde onay görmek, sırtımın sıvazlanması beni inanılmaz memnun etti ve adeta ayaklarımı yerden kesti. Bu alakanın devam etmesi için yazma işine büyük bir mesai harcadım ve çok da iyi yazdığımı düşünüyordum. Zamanla bunun sahte bir dünya olduğunu, gerçek hayatta yaşadığım sevgi ve ilgi açlığını bu şekilde telafi etmeye çalıştığımı fark ettim. Buhranlı bir geçiş dönemi yaşadım. Bugün geldiğim noktada elbetteki yazar narsizminden tam olarak arınmak mümkün olmasa da, keyif oladığım için, yazdıkça güldüğüm, gülecek yeni şeyler bulduğum ve okuyanları da güldürebildiğim için yazıyorum.

Ünlü bir şahsiyet değilsin (şimdilik:) Bu adam neler yapar, ne sever? Profilindeki gizemli resmin altında nasıl bir anlam var?

<ı>İlk soruda verdiğim cevapta aslında bunu kast etmek istemiştim. Şu “şimdilik” kelimesine aşırı takılıyordum. Bir gün mutlaka ünlenebileceğimi düşünüyordum. Ama artık bunun fazla bir önemi yok benim için. Fazla cazip de değil. Bütçe raporlama uzmanıyım ve vasat bir memurum. Yazmanın bana şimdiki maaşımı kazandırabilmesini ve gerçek bir mesleğe dönüşmesini umuyorum. Bunun için acelem yok, on yıl daha yazarak ve didinerek bekleyebilirim. Amacım üreterek kazanmak ve ofisin 8:00-18:00 rutininden çıkıp sevdiklerimle ve izleyici/okuyucu/dinleyici olarak sanatın diğer türleriyle daha fazla vakit geçirebilmek. Gündelik yaşamımda işimin değil ailemin ve sevdiklerimin daha fazla yer kapladığı bir hayat arzuluyorum. Yazmak bu noktada bir amaçtan çok araç oluyor benim için.

Derinlere dalalım biraz… Kadın senin için ne ifade eder? Aşk, sevgi, nefret, entrika?

<ı>İlişkinin içinde nefret ve entrika olmamasını düşünemiyorum. Bence esas sorun ilişkilerden bu kavramları soyutlamaya çalıştığında oluyor. Nefret ve entrika, hayatın ve insanın bir gerçeği. Zor ve önemli olan, bunları kontrol altında ve dengede tutabilmek. Tamamen entrikasız bir nefrettean arınmış bir ilişkiyi biraz fazla “sahte” bulduğumu itiraf etmeliyim. Tabi bunu sadece kadınlarla ilişkiler için değil, genel olarak insan ilişkileri için söylüyorum.

<ı>

<ı>Bir kadın ile birlikte olmaktan anladığım ise” tamamlanmak ve tamamlamaktır.” İçinde kadın olmayan hayatlar daha ehlil, sakin ve sefa içinde geçebiliyor. İnsanın bazen bunlara da ihtiyacı oluyor. Fakat bir erkek, ancak bir kadını idare edebildiğinde, onunlar birlikte olduğunda gerçek bir erkek olabiliyor. Ki bu gerçek erkek olma süreci, öyle evlenmeyle, çocuk sahibi olmayla ya da çok dengeli ve tutarlı bir ilişkide olmakla bitmiyor. Sanırım ki bütün bir ömür sürüyor.

Uzun ve hareketli bir gecenin ardından sabah kendini tanımadığın bir kadınla yatakta çırılçıplak buluyorsun, ilk tepkin?

<ı>Benim için çok farazi bir soru. Çünkü bu hayatın uzağından yakınından geçmiyorum pek. O sebeple vereceğim cevap biraz havada kalabilir. Sanırım hafızamda bir boşluk olduğu için endişelenirim. Kim bu kadın, s.çtık işte demekten çok kafamı toplamayua çalışırım. “Neredeyim, nasıl oldu, bir dakika, en son hatırladığım şey şu...” gibi bir süreçten geçerim sanırım. Çıplak olmak, yatakta çıplak bir kadın olması falan, bende hafızamdaki boşluğun yarattığı kaygıyı yaratmaz sanırım.

Unutmak isteyip de unutamadığın bir an, bir olay?

<ı>Bir şey vardı hani, neydi ya. Ya unutmuşum galiba ben onu çoktan. (nasıl da yalan)

Sinema sevgini hepimiz biliyoruz. MB’ye yazdığın kısa film hepimizi etkiledi. "Ben … gibi bir film yapar … gibi bir karakter yaratır ve o karaktere de … gibi unutulmaz bir replik yazardım" desek boşlukları nasıl doldururdun?

<ı>Woody Allen gibi bir film yapar, kendim gibi bir karakter yaratır ve o karaktere de şöyle dedirtirdim ; “her şeyi anladığımda hepinizin .mına koyacağım çok az kaldı.”

MB ailesinde kendini nerede görüyorsun?

<ı>Aile sayesinde kendini bulmuş, ama artık orada kalmak istemediğine karar veren, evden kaçıp
daha fazla heyecan ve gerçeklik arayan, hayırsız bir evlat.

Önümüzdeki beş yılda kendini nerede/kim olarak görüyorsun? Plan yapar mısın yoksa dünya bana uysun diyenlerden misin?

<ı>Patalojik derecede plan yaparım, plan yapmaktan önüme bakamadığım olur ve bir bakarım hayat geçmiş gitmiş. Beş yıllık planım var, istersen 3-8-10 ve 20 yıllık planlarımı da söyleyebilirim. Ama madem beş dedin, onu söyleyeyim ; artık o zaman hangi mizah dergisi olursa, en çok okunan mizah dergisinin yazarlarından birisi olmak isterim. Ve yazarlık kendi mesleğimle birlikte götürdüğüm bir yan iş olmaktan “esas iş” olmaya doğru geçebilsin isterim. Hayalim bu.

Mahşer günü ve Tanrı’yla karşı karşıyasın. Ona ne sormak isterdiniz?

<ı>Yüzüne söylemeye cesaret edemezdim ama içimden şunu derdim sanırım ; gerçekten de sadist bir pezevenksin. Farkındasın değil mi?


Kerem'e samimi cevaplarından dolayı teşekkür ediyorum. Bir sonraki röportaja kadar sağlıcakla kalın.

Kerem Oğuz MB sayfası: http://blog.milliyet.com.tr/evrandir
Ve yine Kerem'in dilencivapuru.blogspot.com : nutellayı kaşıkla yiyenlerin ama bittere de hakettiği itibarı gösterenlerin buluşma noktası

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara