Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '07

 
Kategori
Blog
 

Bu bir teşekkür yazısıdır (3)

Bu bir teşekkür yazısıdır (3)
 

Sabiha Rana'nın yayımladığı Onlar kocaman çocuklar “Aydın Tiryaki” başlıklı yazıya çok sayıda yorum geldi (1):

• karanlıktanokta (Dilek Ç.)
• İlyas Bayram
• vakayinüvis
• Sema Çürük
• Pirmete
• Ahmet Balcı
• shalimar
• Zeynep Gülay Kibaroğlu
• Kwan Yin
• Hayri Tiryaki
• Meral Yağcıoğlu
• Mustafa Bostan
• seval çetinkaya
• shalimar

Sabiha Hanım sağolsun, gelen yorumlara çok hoş yanıtlar yazıp yayımladı. Yazıya yorum yazanlara çok teşekkür etmek için"Bu bir teşekkür yazısıdır" başlığıyla iki yazı yazdım:
1: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79792
2: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80082

Birkaç yorum üzerine de birşeyler yazmak istiyorum:
vakayınüvis “Beyaz bisiklet” başlıklı yorumunda bisikletle ilgili yazdıklarımdan çıkışla kendi yaşadıklarını anlatmış:

“Aydın Bey'in sonradan öğrenemediği bisiklet bölümünü okuyunca ne yalan söyleyeyim mutlu oldum(Beni bağışlasın). Çünkü kendisinin söylediği gibi ben de büyüdükten sonra öğrenmeye çalıştım ama ı-ıh olmuyor. Daha doğrusu binip dolaşabiliyorum, durabiliyorum da viraj alamıyorum. Bu konuda çok demoralize olmuştum ama şimdi yazıyı okuyunca bir tek ben değilmişim dedim kendi kendime. (...)”

Daha önce bu konuda bir yazı yazmıştım (2). “İlk kez bisiklete binmeye çalıştığımda yirmili yaşlardaydım, bir türlü dengeyi sağlayamadığım için birkaç kez düşünce, bana göre değil dedim ve sonra da hiç denemedim. İki tekerlek benim için güvenli olmadığı içindi belki, bu uzak duruşum.”

Sema Çürük söyleşide sözettiğim, Altan ve arkadaşlarının soba borusu kurumundan yaptıkları ayakkabı boyasını okuyunca kendi buluşunu yazmış: “(...) Aydın bey'in kardeşlerinin buluşlarını anlatınca benimde kendi denemelerim aklıma geldi:).(ilk defa açıklıyorum:)...Yağmur suyuna portakal kabuğunun asitlerini sıkar içine eski melamin parçalarını atar sonra onları birbirine sürterek mucizevi bir buluş oluşmasını beklerdim (...)”

Pirmete “Aydın Bey'i hiç bu kadar yakından tanımamıştık (Yazılarının tamamını okumayanlar için söylüyorum bunu). Hep o meşhur gölgesini biliyorduk:-) Sen fotoğraf işini beceremeyince Aydın Bey'in gizemi de büyük ölçüde yerli yerinde kaldı. 2007 ilkyazında bir pazar günü birbirimizden habersiz güzel bir ortamı paylaşmıştık (Beypazarı Uçurtma Festivali). Üzülmüştüm tanışamadığıma. Sana zahmetlerin, Aydın Bey'e içten cevapları için çok teşekkürler. İzninle buradan Aydın Bey'e ve vakayinüvis'e bir not: Bisiklet için önce üç tekerlisinde pişmek gerekir (Ata binmeyi öğrenmeden önce eşek sırtında talim etmek gibi) (...)”

Teşekkürler Pirmete... Umarım bu yıl sonunda Eymir’deki toplantıda görüşürüz.

Ahmet Balcı “Gölge Adam'ı yakından tanıdık! Sayende Sabiha Hanım! Yalnız hep soracağım unutuyorum. Fotoğraf stüdyosuna benziyor? Gölgesi!”

Ahmet Bey, orası fotoğraf stüdyosu değil. Zaten şimdiye kadar vesikalık fotoğraf çektirmek dışında fotoğrafla profesyonel bir ilgim olmadı. Çoğunlukla açık havada fotoğraf çeken bir amatörüm. O gölgeli fotoğrafı, İnebolu Limanı’nın dış tarafındaki beton bloklar üzerinde çekmiştim. Güneşin batışını çekmek için hazırlık yapıyordum.

Zeynep Gülay Kibaroğlu “Gölge Adamın yazılarını okumak büyük zevkti.” demiş. Yazmaya başladığım zamanlarda Rumuz kullanan arkadaşları eleştirdiğimde bu gölgeye karşı eleştiriler gelmişti. O zaman “Bu gölge bana çok benziyor” demiştim. Geçen Eylül ayında ise bazı fotoğraflarımı yayınlamıştım (3). Şimdi Facebook’ta çok sayıda fotoğrafım var, benim sayfamda ve tanıdık sayfalarda.

Kwan Yin “Şu "onlar geçmek istemiyordu ama biz ısrar ettik" fıkrası benim gibi bazen zorla yardım etmek isteyenlere örnek olmalı” demiş. Hep gülerim bu fıkrayı anlatırken:

“Öğretmen ödev vermiş çocuklara. Bu hafta sonu bir iyilik yapacaksınız ve Pazartesi ilk derste anlatacaksınız, diye. Sabah çocuklarda ikisi derse geç gelmişler, perişan bir halde içeri girmişler. Öğretmen nasıl bu hale geldiklerini sormuş. Çocuklardan biri anlatmış: “Hani bize ödev vermiştiniz, iyilik yapın, bunu da derste anlatın diye. Biz de bu sabah yaşlı bir çiftin yolun karşısına geçmelerine yardım ettik.” Öğretmen “Peki bu haliniz ne” diye sorduğunda çocuk “Onlar geçmek istemedi ama biz ısrar ettik” demiş.”

Sabiha Rana’nın bu girişimi de bir iyiliktir. En azından benim çok hoşuma giden bir girişimdir.

(1) Onlar kocaman çocuklar “Aydın Tiryaki”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79270
(2) Bisiklete binmeyi bilmem: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=17542
(3) Milliyet Blog için yazdım: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=65892

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..