Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu topraklarda yaşanmadı değil mi binlerce faili meçhul cinayet!?

Bu topraklarda yaşanmadı değil mi binlerce faili meçhul cinayet!?
 

Pervasızlığa bakar mısınız?
Ne diyorlar?
“Silahları kimler gömmüş olaki?”
Hızlarını alamayıp, “silahları gömdürenler de, bulanlar da aynı kimseler” diyebilecek kadar ileriye gidebiliyorlar.
Bize de pes demek düşüyor.

Bu işi bulandırmanın ve sulandırmanın esprisi yok.

Bu ülke toprakların da son yirmi yılda 17.547 kişi faili meçhul cinayete kurban gitmiş.
Başka yerde yaşanmadı bu cinayetler.
Tekrar edelim.
Bu coğrafya da ve bu ülkenin sınırları içerisinde yaşandı bu denli dehşet verici düzeyde faili meçhul cinayetler.
Bu durumu görmezden gelmek en basitinden aymazlığın dik alasıdır.
Ve bu cinayetler de bu ülkenin bürokrasinin payı olmadığını iddia etmek saf olmanın ta kendisidir.

Bir adam çıkıyor ortaya ve yer, zaman ve mekân göstererek bir takım iddialar ileri sürüyor.
Lakin bir takım kesimler, adamı, akli dengesini kaybetmiş birisi olarak niteliyor.
Ahmet Hakan Coşkun daha da ileriye gidebiliyor.
Neden?
Birilerini hedef gösterdiği için mi bu adam akli dengesini kaybetmiş oluyor?
Neyse, işin bu yanını bir kenara bırakalım.
Tuncay Güney komidir, gazetecidir, istihbaratçıdır veya meczupdur.
Doğrusu ne olduğu beni pek de ilgilendirmiyor, lakin az buçuk bu topraklardaki politik ve siyasal gelişmelere ilgi duyan insanlar için çok da öyle özel şeyler söylediğini düşünmeye gerek yok.
Zaten bildik bir çok olayı sadece teyit eder nitelikte şeylerdi söyledikleri.
Hani her söylediğini alıp da doğru olarak kabul etmekte değil amacımız, ama gerçeklik payı da hayli fazla Tuncay Güney’in söylediklerinde.
Garip olan ise bu işin siyasallaştırılmaya çalışılıp, AKP karşıtlığı üzerinden, bu kesimleri sahiplenmek.
Neo milliyetçi ve neo ulusalcıların bu kesimleri savunmalarını olağan görüyorum ama, kendisini ille de solda konumlandıranların Ergenekon hadisesini hafife almalarını ise anlamakta güçlük çekiyorum.
Bir sol düşünün ve o solu Kemal Kerinçsiz, Veli Küçük, Muzaffer Yıldırım gibi isimlerle bir araya getirin.
Ve sonrasında tabloya bir bakın bakalım ne hissedeceksiniz?

Bir gerçeği yadsımak olmaz.
22 Temmuz 2007 seçimleri turnusol kâğıdı işlevi gördü.
AKP karşıtlığı üzerinden, MHP’ye bile methiyeler düzen solun! bir duayenini bile gördük.
Ve methiyeler düzen duayen, türban mevzuunda AKP’ye destek veren MHP’ye ver yansın etmeye başladı.
Güya solun! duayeni.

Solun darbecilerle ne işi olur?
Solun derin ilişkilerle ne işi olur?
Solun birincil mücadelesi değil midir, her türlü cinayet şebekesine karşı mücadele vermek?
Solun temel hedefi çoğulculuk değil midir?
Solun temel hedefi değil midir farklılıkların bir arada yaşamasının zeminlerini yaratma mücadelesi?
Solun ne işi olur bu tip çapulcularla?
Sol ateşli bir şekilde bu kesimleri nasıl savunabilir?
Bu kesimlerle öyle veya böyle ilişki içerisinde olanların solla ne bağı olabilir?

Salt, siyasal iktidara karşı oldukları için bu kesimlerle bir araya gelenler, solculuk kisvesine bürünmüş faşistlerdir.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara