Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Eylül '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Davulcuyu kadıya şikayet etsek, kaç değnek yeriz ?

Davulcuyu kadıya şikayet etsek, kaç değnek yeriz ?
 

O devirlerde iyi ki televizyon yoktu. Eski Ramazanların eğlencesini şevkle anamazdık bu gün.


Karşıyaka Belediyesince düzenlenen ve Ramazan boyunca da on ayrı yerde tekrarlanacak olan ‘Ramazan eğlencesi <ı>direklerarası’ eğlenceleri, katlı pazaryerinde yüzlerce K.Yakalılara, keyifli anlar yaşattı.

Bundan 150 yıl öncesinin, direklerarasına gerilen ve odacıklar oluşturulan çadırlarda gösterime giren Ramazan eğlencelerinde ES-TO Tiyatro Grubunca sahneye konan oyunlarla Karşıyakalı’ lar eğlencenin tam ortasına düştü. Çılgınca alkışlanan sahnelerde minikler, Hacivat Karagöz ikilisini hayranlıkla seyrettiler. Büyükler, esprilere, <ı>çocuklardan fazla güldüler, neş’e yumağı oluşturdular.

Asırlık Hacivat - Karagöz oyunlarında büyükler de ilgisiz kalmadı. Çocuklarla beraber onlar da gülerek, eskiyi andılar. Oyundaki renkli figürler, ışık ve gölge oyunları ile olayların hicvedilmesi dikkatle izlendi.

Çiftetelli dansı ve sihirbaz gösterileri ise, açılan perde de sahnelere derinlikler kattı. Evlilik ve ticaretin birlikte hicvedildiği minik skeçte, düşündürücü öğelerin yanı sıra bazı hakikatlerin sergilenmesi, neşeleri zirveye çıkardı. Kahkahalar, yanı başından da bulunan pazaryerinin asfaltını bile aşarak <ı>mahallelerle kadar taştı durdu. Katip oyunu ile devam eden gösterilerin ardından halkın bitmesin dediği sazlı sözlü eğlenceler, gece geç vakitlere kadar sürdü.

Eğlenceler ücretsizdi. Yaşlı olanlarına sorduk. <ı>Direklerarası nedir? Ne değildir? Diye. Muhtelif cevaplar aldık. Yaşı geçkin emekli Bankacı şöyle dedi: ‘ Eskiden Ramazanda insanlar, iftarın ardından kendilerini sokağa atarlardı. Kahveler, tiyatrolar, gazinolar dolardı. Kavuklu Hamdiler, Abdülrezzaklar, Küçük İsmailler, Şevki ve Kel Hasanlar, çadırlarda ölümsüzleştiler. Ben, <ı>İsmail Dümbüllü zamanına yetiştim. Şimdi de K.Yaka Belediyesinin bu davetindeyim’ dedi.

Hakikaten. Ramazan eğlenceleri eskiden neydi? Şimdi ne oldu! Dikilen direklerin arasına gerilen ve odacıklara ayrılan mekanlarda kantolar, kuklalar, Hacivat Karagöz’ler, orta oyunları, meddahlar boy gösterirlerdi. Kanto, <ı>Müslüman işi değildi. Bunu hep yabancılar yapardı. Nurhan Damcıoğlu bu geleneği sürdürdü. Huysuz Virjin’le devam etti. Onun da çanına ot tıkadılar. Sahnede ‘<ı>zenne’ olma dediler.

Öte yandan da Ramazan Çadırları kurularak iftarlıklar, halkla paylaşıldı. Yine Karagöz perdeleri kuruldu ve büyüklerden çok küçükler, Karagöze güldüler. <ı>Hem miğdeye, hem göze hitabetmesini bilen K.Yaka Belediyesinin bu atakları süreceğe benziyor.

Artık ‘<ı>Kabak tadı verdi’ diyenleriniz olacaktır amma, o gözboyacılar (sihirbazlar) halka, tüfek attırıcıları, cambazlar, ateş yutucuları, musiki fasılları, pehlivan güreşleri, macuncular, kaynana zırıltılarının fon müziğinde sucuklu <ı>köfteli soğan kokuları arasında elle çalıştırılan tahtadan dönme gıcır gıcır öten dönme dolaplar o devirlerin mahsulü. Şimdi lunaparklar var. Mindersiz de yapamıyoruz.

Direklerarası tam olarak nedir? Günümüzde Vezneciler Caddesinin başından başlayan, Şehzadebaşı Camii’inde biten aradaki mesafedir.

Teraviden sevinçle çıkanlar, eğlence merkezine koşarlardı. Direklerarası’ nın yerle bir olması, 1958 de <ı>Menderes’le başlar. Menderes’in eliyle gösterdiği her yer, cadde açılması içindi. Bu yıkımlar, direklerarasının <ı>sonu oldu.

<ı>

Şimdi haber alıyoruz ki, <ı>Berlin’ de Ramazan eğlenceleri merkezi kuruluyormuş. Hükümet de destekliyormuş. Eskiye özlem duyanlar, bununla bir bakıma özlemlerini giderecekler şüphesiz. Eskide yaşamakla huzur bulduğunu sananların <ı>iç tatmininden ibaret bunlar. Berlin’de Osmanlı sokağı kurulacak. Dönercisi başta, sırasıyle <ı>çöpçatanı, nefesi kuvvetli <ı>üfürükçüsü, kurşun dökeni, lokmacısı, şerbetçisi arzı endam edecek burada. ‘Eskiden biz buyduk, bunları yapardık’ demek istenecek. Buradan çıkanlar da doğru Internet kafelere, barlara, halı sahalara gidecekler tabi.

Şimdi de karagöz oynatılıyor amma, sanatçısı <ı>hakiki değil. Karagözü, Türk lokumunu, imambayıldı da, Yunanlılara<ı> kaptırmışız nasıl olsa. Hakikisini bulsan ne yazar? Di mi?

Davulsuz Ramazan, tuzsuz çorbaya benzerdi eskiden. Bekçiler okudukları manilerle bahşiş toplarlardı. Şimdi o davul sesini duymak istemiyoruz. Mahkemeye veriyoruz davulcuyu gürültü yapıyor diye. Hani bazı siyasilerimiz; başı sıkışan kadıya gitsin gibilerden, <ı>Ulemaya sorulsun diyor ya! Davulcuyu <ı>kadı’ ya şikayet etseydik, acaba kaç adet <ı>değnek yerdik sokak ortasında?! Di mi!

Tiyatro kampanyaları başı çekerdi Ramazan müddetince. Kızlar, sahnenin önüne sıralanmış sandalyelere yerleşirler, ellerinde tefle şarkıya eşlik ederlerdi. Kulaklar fasılda, gözler, kızların <ı>bacaklarında olurdu.<ı>

<ı>

Turşucular, şıracılar, macuncular, bozacılar, niyet çektirenlerle günümüze kadar geldik dayandık. Bu kelamlar, eskiden işe yarardı. Şimdi de <ı>şıracılar, bozacılar da. Başbakanın sayesinde tekrar anılmağa başladılar. Eee, tabi , kadirşinas insanların halleri başkadır canım.

Bundan sonra nereye gideriz? Hiç bir yere gitmeyiz. Belediyelerin eline bakarız. ’Ah ne eğlendik

Ah ne eğlendik!’ deriz.. Kabahati eskiye yıkarız. O eski günler nerdeeee deriz. Ardından da dedi-kodu yaparız: ‘<ı>Eskiye mazi, yenmişe de kuzu derler’ <ı>diye.

<ı>Ört ki, ölem!

<ı>

RESİMALTI: Hacivat ve Karagöz, Ramazan eğlencelerinin vezgeçilmezleri arasında 2- Oyundan bir sahne 3- Oyunlardan başka bir sahne 4- Büyük küçük herkes oradaydı 5- Oyunlardan başka bir görünüm.6-9- K.Yaka Tiyatro okulu öğrencileri de Ramazan eğlencelerinde aktif rol aldı ve çokca alkışlandılar.10-14 K.Yaka Belediyesi etkinliklerinde iftarla birlikte hem mideye, hem göz hitabedildi. Küçükler, büyüklerle Karagöz’ler seyrettiler. Yine her zamanki gibi büyükler, küçüklerden çok güldüler.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara