- Kategori
- Mizah
Diş doktorum ve ben.

www.32.com.tr web sitesinden alınmıştır.
Askerde acemi birliğinden ayrılmamıza 1 gün kala 20 yaş dişlerim ilgiye ihtiyaç olduklarını bildirdiler. Dişlerimle duygusal bir bağ kurmam ve diş doktoruna gereği ne ise yapmasını rica ederim. Doktoruma durumu bildirdim ve doktor acımadan, acıtmadan çekti bütün 20 yaş dişlerimi. 20 yaş dişlerimin acısız ve sıradan bir diş çekme operasyonu gibi tamamlanması bir yerde sevindirici bir hadise olmasına rağmen diğer yandan anlattığı anılarla mutlu olan benim gibi bir insan için sıkıcı bir durum. Şimdi ne zaman 20 yaş dişi ile ilgili bir sohbet açılsa ben “gittim, çektirdim ve geldim” diyecekken illa ki ortamda birisi alacak sazı eline ve “kimseden çekmedi 20 yaş dişlerinden çektiği kadar” adlı acıklı ve abartılı romanı anlatacak. Acı çekmemeyi anlatacak bir şeylerim olmamasına tercih ederim diyerek çıktım en son 2003 Ocak ayında gittiğim diş doktorumun muayenehanesinden.
Diş doktorları ve diş doktorlarından ciddi miktarda avanta aldığını düşündüğüm uzmanlar 6 ayda bir dişlerimizi kontrol ettirmemiz gerektiğini söylüyorlar. 3 ayda bir diş fırçanı değiştir, 6 ayda bir doktora git, macunu ortasından sıkma, ne zor işmiş meğersem bu diş bakımı.
Dişlerim 2008 yılı içerisinde isyan bayrağını kaldırdı. İlk önce sağ alt çenede aralıklı bir ağrı ile sinyal verdiler. En son olarak diş eti kanamasıyla gözümü korkuttular. Nihayetinde 5 yıl aradan sonra bir defa daha diş doktoruna gidiyordum ve haliyle heyecanlıydım.
Doktor “sorun nedir?” dedi.
“Doktor bey dişlerimin eskisi gibi sağlıklı olmasını istiyorum. Isırdım mı koparmak istiyorum. Bir T.v. kanalına iş başvurusunda bulundum, köle gibi çalıştırdıkları için işe alırken de köle gibi dişleri kontrol ediyorlarmış. O işe alınmak istiyorum” dedim.
Doktor son söylediğimden etkilenmiş bir şekilde, bir patron edasında pis pis sırıtarak, “Ben de ofise sekreter almayı düşünüyorum, dediğin gibi dişlerine bakıp işe alsam iyi olur” dedi. Hafif bir göbeği olsaydı ve gülerken göbeğini hop hop zıplatsaydı benim gözümde tam bir emek sömürücüsü patron olarak gözükecekti.
Doktor söylemeden açtım ağzımı, yumdum gözümü ve doktor açık ağzımdan istifade ederek tüm dişlerimi incik bincik inceledi. “Sağ alt çenede çürük var, diş etlerinde hassasiyet var. Çürük dişe dolgu yapacağız, diş etlerinin sıhhati için de diş taşlarını temizleyeceğiz” dedi. Doktor ağzımın tüm kusurlarını bir bakışta anlamıştı. Ertesi gün için bana randevu verdi ve taşlı dişlerim, hassas diş etlerimle beni evime gönderdi.
Randevu günü gelmişti ve doktorumun söylediği saatte muayenehanesine gittim. Çocukluğu ortodonti tedavisiyle geçmiş tecrübeli bir hasta olarak geçmiş tarihli dergileri okumaya ve randevu saatinden en az 1 saat sonra dişçi koltuğuna oturmaya hazırlıklı olarak gitmiştim ama doktorum beni çok şaşırtarak tam zamanında operasyona başladı.
“En son ne zaman diş doktoruna gittiniz.” dedi doktorum.
“Diş doktoruna gitmiyorum. Her sene fenni sünnetçimi ziyaret ediyorum, temsili gösteri yapıyoruz. ” dedim.
“Nasıl yani?” dedi.
“İstanbul’un fethinin temsili gösterisi gibi.” dedim.
“Orta çağın bitişi ve yeni çağın başlangıcı olarak kabul edilen bir olay ile kendi sünnetini mi kıyaslıyorsun?” dedi.
“Hayır, insanlık tarihi açısından önem arz eden olayların temsili gösterileri yapılır. Benim sünnetim de benim kendi tarihim açısından önem arz ettiğinden kirvem, fenni sünnetçim ve ben her sene sünnet olduğum tarihte bir araya geliyoruz, sünnet gömleğimi giyiyorum ve temsili sünnet gösterimizi yapıp, pilavlarımızı yiyip ayrılıyoruz. Ama artık yapmayacağız çünkü en son temsili gösteride Fenni sünnetçim bana sünnet gömleğinin çok yakıştığını söyledi, ben de tedirgin olduğum için gösteriyi tadında bırakmaya karar verdim.”
Artık benim bir manyak olduğumu düşünüyordu. Diş doktoruna 6 ayda bir gitmem gerektiğine dair nasihati dinlemekten kurtulmak ve en son 5 sene önce diş doktoruna gittiğimi gizlemek adına manyak gibi görünmeyi tercih etmiştim. Anlattığım hikayeye misilleme olarak alt çeneme 2 tane iğne yaptı.
“Nasıl uyuştu mu?” dediğinde sırf beni maymun gibi konuşturmak için bu soruyu sorduğunu anlamadım ve saf gibi “yani biaz uuşma vay ama tam uuştumu bilmioum” dedim. Uyuşmak ne kelime, alt çenem resmen ruhunu teslim etmişti. Önümüzdeki birkaç saat Aziz Yıldırım şekerliğinde konuşmaya kendimi hazır tutmalıydım.
Operasyon süresince doktorumun başarılı esprilerini ağzım açık bir şekilde dinledim ve doktorum kısa sürede dolguyu tamamlayarak diş taşı temizliği için sahneyi diğer doktor arkadaşa bıraktı. Dolgu kadar kolay geçeceğini zannettiğim diş taşı temizleme işlemi konusundaki fikrim doktor bayanın alt çene temizliği bitince “tükürün lütfen” demesiyle birlikte değişti. Rocky 4 filminde Rus boksörden hunharca dayak yiyen Rocky gibi tükürmüştüm lavaboya ve uyuşturulmayan üst çenemde yapılacak operasyon beni tedirgin etmeye başlamıştı. Nitekim doktor hanımın hassas dokunuşlarına rağmen birkaç kere koltukta amuda kalkma girişiminde bulundum. Doktorun zamanında durması sonucunda amuda kalkma fikrimden vazgeçtim ve üst çene operasyonumdan sonra Rocky 5 te dayak yiyen Slyvester abimiz kıvamında tükürdüm lavaboya.
Artık dişlerim temizlenmişti ve neredeyse İzzet Yıldızhan gülüşe sahiptim. Doktorun borcumu söylemesiyle beraber İzzet Yıldızhan gülüşümü kaybettim. Dişlerimin parlak beyazı artık dudaklarımın arkasında gizliydi. Hesabı ödedim ve 5 sene sonra görüşmek üzere diyerek pis bir sırıtışla eve geri döndüm.
Diş doktoru anımdan sonra paylaşmak istediklerim;
“Dişlerimizi 2 dakika fırçalayalım, dişlerle dövüşür gibi değil de yukardan aşağıya, aşağıdan yukarıya doğru masaj yapar gibi özenle ve nazik fırçalayalım. Türkiye diş fırçalama ortalaması 14 saniye.“
“Her 6 ayda bir diş doktorumuza gidelim. Bıldırcın hurmalar sonradan tırmalar misali doktora gitmediğimiz her süre doktor koltuğunda hassas dokunuşlarda amuda kalkacak kadar acı çekmemize sebep oluyor.”
“Diş macununu hayata ve tüm şikâyet edenlere inat ta ortasından sıkalım.”