- Kategori
- Eğitim
Eğitim : Çocukları harcamanın yolları…

Anne-babanın bir çocuğu olur ama, onu anne baba mı yetiştirir yoksa, eller mi yetiştirir, onu Allah bilir. Her çocuğu olan anne baba çok da sevinmeyebilir. 10 tane çocuğu olan dar gelirli bir aile , bir çocuğu daha olduğuna ne kadar sevinebilir ki… Ama bizde ki söylem şöyledir. “Allah kısmetini verir…” ; “Allah ekmeğini gönderir…” Ama gerçekte öyle olmadığını nice dar zamanlarda büyümüş, bugünün yetişkinleri bilir…” Zamanında bir tek çorbaya kaşık daldırılıp, “Allaha şükür …” denen aileler hala çoğunluktadır Türkiye’de . Bakmayın, ortada görünen Maşallah, yediği önünde yemediği arkasında, aileler hep Birinci Sayfaları paylaşır da; dargelirli ailelerin çocuklarının öyküleri de çoğu kez üçüncü sayfadan birinci sayfaya öldür Allah çıkamaz.
Çocukları nasıl harcarız: İşte onların öyküsü:
1. Şeker çocuğu…
Çocuk doğar, zavallı annenin zayıf memesinden süt gelmez. Hemen konu komşu, yavruya emzikle, veya biberonla şekerli su verirler… Bu hikaye sürer gider… Sokak aralarında, incecik çocuklar görürseniz, onlar ancak şekerli su ve ekmekle büyümüş çocuklardır.. Şikayet etmezler. Çünkü anne- babalarının fakir olduğunu bilirler. Kimi kime şikayet etsinler ki.. Bir süre sonra, duran otomobillerin penceresindeki insanlara kağıt mendil satmaya başlarlar ve ne yazık ki, bu kesimlerin çocuklarının okuyup kendilerini kurtaranları azdır… Ve sağlık sorunları gayet yüksektir. Şekerli su ne kadar temel oluşturur ki insana…
2. Patates çocuğu :
Şekerli suyla beslenen çocukların ikinci aşaması ; “Patates çocukları”dır. Ben onların büyük çoğunluğuna üniversite sıralarında rastladım. Babalarından alabildikleri harçlıklarının, sınırlı burslarının büyük bir kısmını, ders kitaplarına, notlarına harcarlar; sonra yurt ücreti, harçlar; ulaştırma deyince.. Çocuğun eline geçen üç beş kuruş para hemen gider… Çocuk ağlamaklıdır. Bir kısmı çok çabuk umutsuz olur; hemen okulu filan bırakır gider memleketine… Bir kısmı ise dini cemaatlara kaydolur, onların durumu biraz daha iyidir. Bir kısmı , her şeye rağmen dayanmak ister. “İşten artırılmaz, dişten artırılır..” sözüne uyarlar. Onlar ne yerler. Kantinde iseler , ekmek arası patates yerler… Evde iseler, patates haşlarlar, yanına bir iki domates koyarlar, çalakaşık yiyip karın doyurmaya çalışırlar… Patates fakir öğrencinin kurtarıcısıdır ama sağlıklarının da baş düşmanıdır. Çünkü , o köyden, kasabadan gelen aslan gibi çocuk patatesin elinde bir süre sonra patatese benzer; şişmanlar… Obez olurlar ama farkına varmazlar.. Ondan sonra varsa yoksa PATATES… bir kuşağı, kendisine benzetir… O gençlik ne spor yapabilir, ne koşabilir, ne doğru dürüst çalışabilir… Çünkü onların ruhları bir türlü doymaz ki… İyi lokantaları ancak camekanlarından seyredebilirler.
3.Sınav Çocuğu:
Şimdi çocukların karşısında ilkokuldan itibaren ciddi sınavlar var. İyi bir okula gitmek istiyorsan; ciddi bir meslek sahibi olmak istiyorsan, ister istemez çok çalışacaksın ve sınavlara hazırlanacaksın. Okuldaki öğretmen ısrar eder “Adam olmak istiyorsanız, çok çalışın” diye. Dersanede ki öğretmen, “çok çalışılmasını..” salık verir. Eğer çocuğun bir de özel öğretmeni varsa, o da ensesinde boza pişirir. Peki bu çocuk ne zaman gezecek, top oynayacak, atletizm yapacak, yüzecek, arkadaşlarıyla eğlenecek… Öyle bir talep en kısa zamanda aile tarafından , “Evladım gezmek istiyorsun ama, yarın ki derslerin, ödevlerin ,sınavların var… Onları kim yapacak..?” tavrıyla karşılanınca, çocuk başına eğer, masasına geçer. Ders çalışır mı? Sınavlarına gerçekten hazırlanır mı? Onu Allah bilir..! Şimdi çocukların önünde bulunan Bilgisayar onları nerelere kadar götürür ki… Onu kimse tahmin edemez. Çocuk olmazsa hayal kurar… Sınav çocuğu bizim toplumun yarattığı özel bir yaratıktır. Ders çalışır, sınava hazırlanır… Onun başka işi gücü yoktur… Çoğu kez , ekmek almaya bile gitmez… Onun yerine annesi gider!
4. Tokat çocuğu :
Bunlara “Korku çocuğu” da diyebiliriz. Genellikle böyle ailelerde ya anne ya baba çok serttir; çok ceberuttur… Çocuğa hiç fırsat vermez. Çocuğun en ufak itirazı , Çat- Pat tokatla, sopayla son bulur. Çocuğun sık sık yanakları kızarır. Çocuk böyle evlerde “Şamar oğlanı”na döner. Bir süre sonra sesi soluğu çıkmaz hale gelir. Ama çocuğun içinde büyük kinler oluşur. Aileye karşı, böyle topluma karşı çocuk kinlenir durur. Fırsatını bulunca da kinini kusar. Veya intikamını almak için o da kendinden küçükleri dövmeye başlar… Toplumda, genellikle korkak, bastırılmış, edilgen durumdadır ama… Nerede başkaldıracağı; nerede elebaşı olacağı da belli olmaz. “Yavaş atın tekmesi pek olur..” derler ya Atalar… Susturulan çocuğun intikamı da yaman olabilir. Ya bu intikam için yine aile fertlerini hedef alır; yada toplumun bireylerini. Dağa çıkanların geçmişini biraz karıştırın… Böyle gençler çoğunluktadır.
5. Evde oturan çocuk :
Bazı Anneler-babalar çocuklarının sokağa çıkmasını pek istemezler. Hele İstanbul gibi büyük kentlerde sokak çok tehlikeli bir yerdir. Çocuk oradaki arkadaşlardan öğrenir sigara içmesini; rakı içmesini; Maazallah esrar kullanmasını… Onun için anneler- babalar hiç de çocuğun sokağa çıkmasını istemezler. Çocuk evdedir. Hele çocuk kız çocuğu ise, bayağı sokaktan da dünyadan da uzak yaşayıp dururlar. Ama bir de evde bir arkadaş buldular mı, onunla her şeyi paylaşmaya hazırdırlar. İster Doğu’da olsun, ister Batı’da … Sürekli evde oturan evlat sorunlu evlattır… Durmadan mızmızlanacak bir hal çıkarır. Genellikle sağlıksızdır. Ve ailenin başına derttir. Böyle çocukların kini öylesine büyük olabilir ki, intihar eden çocukların, kızların büyük bir kısmı böyle kapalı ailelerden çıkar. Allah vermesin.
İşte yanlış yetiştirilen kapatılan, aç açık bırakılan çocuklarımızın bir bölümüne burada değinmek istedik. Bunlara katılır mısınız bilmem. Ama böyle aileler, böyle çocuklar çok görmüşsünüzdür. Bunlar kendilerine, hem de ailelerine yüktür… Hayatla tanışık ve barışık değildirler. Genellikle doğru bir rehberleri yoktur ve büyük bir bölümü ailesiyle şu veya bu şekilde kavgalı, yada tartışmalı bir durumdadır. Ailenin işin içinden çıkamıyorsa, profesyonel yardım alması gerekir.
Sorunlu çocuk çeşitlerimiz bitmedi… Bu konuda bir yazı daha gelebilir . (Devamı var)