Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '12

 
Kategori
Siyaset
 

Erdoğan'ın savaşı...

Erdoğan'ın savaşı...
 

Görsel internetten,bir zamanlar Erdoğan ve Esat ortak bakanlar kurulu toplantısı yapmıştı


TBMM'de tezkere görüşülüyor, Türkiye huzursuz. Neredeyse 19 aydır Suriye’de süren yangın bir oldu bitti ile Türkiye’yi dünya egemenlerinin çıkarlarının çatıştığı ateşe sürükleyebilecek bir noktaya doğru  sürükleniyor.

 

Akçakale’de Suriye topraklarından açılan ateş sonucu 3’ü çocuk 5 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Yaşananlara Akçakale halkı kaymakamlık binasına yürüyerek tepki verdi, “Kaymakam istifa, Vali istifa” sloganları ile tepki gösteren vatandaşlar bibergazı ile dağıtıldı.

 

Ankara’da olağanüstü saatlerden sonra Suriye’deki  ‘hedeflerin top atışı ile vurulduğu’ haberi kamuoyu oyu ile paylaşıldı.

 

Ankara’nın Suriye politikası içerde ve dışarıda eleştiriler alıyordu. Türkiye’nin kendini “rolüne fazla kaptırdığı” mealinde eleştiriler yapılıyordu. Uluslar arası toplumun desteğini arkasına alamayan Türkiye’nin eleştirilerin sonrasında “ bir araya gelemeyen Suriye muhalefetine silah yardımını kestiğine” dair haberler gündeme gelmişti.

 

Türkiye’nin tek başına Suriye’ye müdahale etmesi olanaksız. Akçakale’ye yapılan saldırıya karşılık verilmesi de sadece içerdeki kamuoyunun tepkisini almaya yönelik bir hamle gibi gözüküyor.

 

Suriye özelinde gerçekte yaşanan Esat’ın Suriyesi ve ÖSO arasında sürdürülen savaş;  kürsel güçlerin bilek güreşinden başka bir şey değil.

 

Yaşanan bu kirli savaşa din, ırk, mezhep üzerinden direkt veya dolaylı olarak müdahale edenler Esat’ı destekleyen İran, Rusya ve Çin’i de karşılarına almış oluyorlar.

 

Cephenin görünen yüzünden farklı gerçekler. Küresel güçlerin medyası aracılığı ile belleklere kazınan “Suriye’de diktatör Esat’a isyan eden halk” görüntüsünün arkasında yatan çıkar hesaplarını görmeden bu savaşı anlamak olanaksız.

 

İster Türkiye, isterseniz Türkiye’yi başlangıçta öne süren batılı güçler açısından bakın Suriye’de Esat’ın bu kadar uzun süre dayanacağının hesabı yapıl(a)mamıştı.

 

Süreç uzadıkça Türkiye yalnız kaldı. BM ve NATO’dan gerekli desteği göremeyen Türkiye kendini rolüne fazla kaptırmanın; iktidarın/Ankara’nın Davutoğlu ile yürütülen “Yeni Osmanlı” fantezilerinin reel dış politikada karşılık bulmadığını anlaması zaman aldı. Daha önce de yazdığım yazılarda söz ettim. Özellikle Türkiye’nin Libya konusunda ilk başlarda Erdoğan’ın ağzından “Nato’nun Libyada ne işi var” tutumundan, 20 gün sonra ‘Libya halkının çıkarı için’ Nato müdahalesine yeşil ışık yakması süreci irdelendiğinde,  Suriye konusundaki aldığı tutum daha sağlıklı değerlendirilebilir.

 

Uzatmadan, özellikle Türkiye’nin aldığı tutumu meşrulaştırmaya çalışanlara Arap Times’te yazan Reşit Ali’ye bırakalım sözü*; “Suriye’de rejime karşı bir devrim savaşı verildiğini zannedenler de, bu savaşın kısa zamanda sona ereceğini zannedenler de kesinlikle yanılır. Şu anda Suriye topraklarında devam eden savaş, birçok ülke hesabına yürütülen bir vekalet savaşıdır. Birçok Arap ülkesi, bölgesel ve aynı zamanda küresel güçlerin bu savaşı, yemek tarifi gibi basit tanımlanamaz.”

 

Türkiye’nin aldığı tutumun, hesaplarının yanlışlığını daha öncede ifade etmeye çalışmıştım. Türkiye’de Suriye’ye müdahaleye karşı çıkanların “Basçı” olarak suçlandığı iklimde farklı düşüncelerin okur tarafından öğrenilmesi hatta gerçeklerin batılı medya tarafından farklı aktarılmasının anlaşılması pek kolay olmuyor. Hele her duyduğunu, söyleneni ‘gerçek’ olarak kabul etmeye yatkın toplum yapısı ortadayken.

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün Suriye’ye müdahaleyi meşru hale getirecek olan Tezkereyi görüşüyor. Umarım TBMM’de aklı-selim galip gelir tezkere reddedilir. Daha Türkiye topraklarına düşen top mermisinin kim tarafından atılıp atılmadığı dahi doğru dürüst tespit edilmemişken bir oldu bitti ile “Erdoğan’ın savaşı”na  olur vermez.

 Tezkere 320 kabul, 129 red oyu ile TBMM'den geçti. Tezkere, hükümete sınırsız yetki veriyor. Tezkereye göre ".. ulusal güvenliğimize ciddi tehdit ve riskler oluşturan bir aşamaya ulaşmıştır. Bu itibarla, ülkemize yönelebilecek ilave risk ve tehditlere karşı zamanında ve süratle hareket etmek ve gerekli tedbirleri almak ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu çerçevede, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla, TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi ile bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 1 yıl süreyle.." AKP iktidarı TBMM'den onay aldı. Şimdi Suriye sınırı her zamankinden daha çok provakasyona açık...

İyi seyirler...

 

 

Hafıza tazelemek için okuma önerileri:

http://blog.milliyet.com.tr/ankara-suriye-ekseninde---ongorulemeyen--politikalar-ve--musluman-entelijansiya--uzerine/Blog/?BlogNo=374304

 

http://blog.milliyet.com.tr/suriye-de-ongorulemeyen-politikalar--bogazkesenleri-olumlayarak-radikallesmek/Blog/?BlogNo=377045

 

http://blog.milliyet.com.tr/basbakan--secilmis-gazeteciler-ve-suriye--uzerine/Blog/?BlogNo=377093

 

http://blog.milliyet.com.tr/libya--vahset-fotografi--ve-demokrasi-uzerine---/Blog/?BlogNo=331109

 

http://blog.milliyet.com.tr/suriye-de-turk-bayragi-yakmak---/Blog/?BlogNo=334594

 

 

* http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=48283

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..