- Kategori
- Anılar
Fincanı taştan oyarlar
Akşam bir arkadaşıma uğradım.Biraz laflarız diye.Tesadüfen bir arkadaşı daha geldi pek öfkeliydi. Hararetle anlattı öfkesinin nedenini. Meğer saçına fön çeken kuaföre sinirlenmiş ! Aman efendim o ne öfke. O an düşündüm de keşke yalnızca sinirlendiğimiz saçımızın fönü olsa. Keşke hiddetimize neden bu kadar basit ve geçici şeyler olsa. Oysa öylemi…
Ama öfkesi çabuk geçti. Bir kahveyle sohbete başladı. Bir fincanın bu kadar bereketli olacağını bilmeyenler için söylüyorum. İki üç şekilden bir destan yazdı ki görmeliydiniz heyecanla anlatışını, azrdı ardına sıraladı herkesi, nerdeyse soyağacı oluşturdu. Arada birde sordu: Anlıyosun değil mi yani bak böyle biri var yani, varsa anlatıcam. Boyu şöylemi, gözlüğü var mıydı emin misin !!! ¼ fincan kahvenin içine dünyayı sığdırdı. Hayretle dinledim. Arada birde sordu sizin falınıza da bakayım mı? Yok gerek yok.benim fincandan sana malzeme çıkmaz. Zira kahvenin sonuydu telve az. Israr etti... Sen merek etme ben anlarım. Ne diyelim efendim, keramet kahvede mi, fincanın çapında mı, yoksa bu pek dilli hanımda mı?