Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Aralık '08

 
Kategori
Öykü
 

Güneş yarın da doğar mı?

Güneş yarın da doğar mı?
 

Bilgi alınacak kaynakların olmadığı o eski yıllarda, bir ülkede, çok ünlü bir bilge varmış. Bilgelik bir yana, aynı zamanda kâhinmiş de bu adam. Halk, o ne derse inanır, davranışlarını onun kehanetlerine göre ayarlarlarmış. Bu yüzden sık sık evine gider, gelecekle ilgili bilgi alırlarmış.

Böyle günlerden birinde kâhin ; yarın güneş doğmayacak, demiş. Dinleyenler paniğe kapılmış, ne yapacaklarını bilmez hâle gelmişler. Hemen kâhinin evinden çıkıp, gördükleri herkese; eşe, dosta, akrabaya haber uçurmuşlar, yarın güneş doğmayacakmış diye.

Güneşin doğmaması demek, ölüm demektir. Çiçekler açmaz, yapraklar yeşermez, dünya karanlıklar içinde kalır çünkü güneş doğmazsa.

Bu korku ve panikle, nereye kaçacaklarını bilemediklerinden bir meydanda toplanmışlar, sabahı beklemeye başlamışlar. Sabahın müjdecisi güneş doğmazsa, sabah da olmayacağı için, gözlerini bir an bile kapatmadan, birbirleriyle konuşmadan öylece beklemişler saatlerin geçmesini.

Ve güneş, hiç şaşmaz düzeniyle aynı saatte doğuvermiş yine; dağları, ovaları, insanları ışığıyla kucaklayarak. Sevinç gözyaşları, çığlıkları kaplamış meydanı. Kötü geçen gecenin sabahındaki bu coşku aniden öfkeye dönüşmüş. Kâhine duydukları öfkeye...

Hepimizin gecesini zehir etti, umutlarımızı söndürdü, içimize ölüm korkusu saldı diye, hesap sormak için hep birlikte kâhinin evine doğru yürümeye başlamışlar.

Kapısını çalmışlar, ses yok. Bir kez daha çalmışlar, yine ses yok. Kapıyı yumruklamışlar, sonuç yine aynı. Kapıyı kırmaya karar vermişler. Güçlü bir adam omuz atıp kırmış kapıyı. İçeri girmişler öfkeyle, bir de bakmışlar ki kâhin yatağında yatıyor. Yanına yaklaşmışlar ve kâhinin öldüğünü görmüşler.

Çok sevdiğim bu öyküye yıllar önce okuduğum bir yazının içinde rastlamıştım. Kıssadan hisse olarak şöyle diyordu yazar; kişinin söyledikleri ola ki sadece kendisi için doğrudur. Yaşayan herkes için doğmuş olan güneş, ölen kâhin için gerçekten doğmamıştır o sabah. Açıkçası kâhinin kehaneti bir anlamda doğrudur.

Ne başkalarının kehanetine göre davranalım, ne de kendi kehanetlerimizi başkalarının inanması için dayatalım. Bizim gerçeklerimizle başkalarının gerçekleri birbirine uymayabilir. Birilerine teğet geçen kriz bizim uykularımızı kaçıracak kadar ağır olabilir.

Not: Bugün Antalya'da hava ilkbahar gibi. Güneş öyle güzel ki, birden aklıma geliverdi bu öykü. Biz, hava +16 derece iken ' hava soğudu ' diyoruz. Sanırım Erzurumlular bu sıcaklık için ' hava ısındı ' derler.

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara