Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

İnnayet ola

İnnayet ola
 

6 Mayıstan bu güne, olanları anlatmaya kalksam, atladığım, akıl erdiremediğim, inanamadığım, mucize deyip, işin içinden sıyrılmaya kalkacağım, çok öyküm olurdu. Olanları tarih yazacaktır.

Başbakan demiştiki: “Tarih yazacağız. Ya da, tarih bizi yazacak” . Bunun gibi bir şeydi. Tarih, sizi, bu olay ile ilişkilendirip, yazacak. Bundan eminim. Başbakanın, kötülükleri ve felaketleri, “kader” diye nitelendirip, Allahın işi demesi gibi, kaderimizde hep kötülükler olmuyor. İnsanları umutlandıran, rahat nefes aldıran, güzel şeyler de oluyor. Bir bakıyorsunuz, tam karanlığa düşmüş iken, yenilmiş, perişan olmuş iken, esaret zinciri, tüm benliğinizi sarmış iken, bir, Mustafa Kemal Atatürk çıkıyor. Güneş gibi, tüm karanlıkları bir anda dağıtıp, benliğimizi, Türklüğümüzü ve yenilmez olduğumuzu, bize hatırlatıyor. Ve dünya önümüzde diz çöküyor. Bu günler, o günlere benziyor. Topraklarımız işgal altında değil, ama onurumuz, gururumuz, benliğimiz ve ulusal kimliğimiz işgal altında. Dünyanın gelişmiş, medeni ülkeleri karşısında yitirdiğimiz itibarımızı, Arap dünyasında ve İran da arıyoruz. Suriye, Libya ve İran, bize uyguladıkları vizeyi, kaldırdılar diye, seviniyoruz. Avrupa nın kapıları bize kapalı. Avrupalı, en kıtipiyos ülkeleri, AB ye sorgusuz sualsiz kabul ederken, bizi, kapının önünde tutuyor. Bize diyorlar ki: "Adam olunda gelin." Ülkemizin başına bela ettikleri TERÖR, terörden nemalanan, terörist ağalar sayesinde, bizi bölünmeye doğru götürüyor. Bir perişanlık, bir zincire vurulmuşluk, bir çaresizlik ve umutsuzluk sarmış her yanı. İşsizlik, yoksulluk, itilmişlik, kader gibi gösteriliyor. Başbakan sanayiciye diyor ki: “Zekat yerine, işçi alın.” Ben bir şey yapamam diyor. Yakında diyecek ki: Namaz yerine, aş ekmek dağıtın. Hacca gitmeyin, aç yatan komşunuzu doyurun. Fitrelerinizi, işsizlere, emeklilere verin. Kurban bayramında, bir yerine, iki kesin. Halkımın midesine, sene de bir de olsa, et girsin.

Anlayacağınız, yetmiş milyon insan, iki milyon zenginin insafına terk edildik. Devletimizin, bizim için yapabileceği bir şey yok. Elinde, avucunda ne var ise, sattı zaten. Sattı da ne oldu? Ele geçen para, borcumuzun faizine yetmedi. Üstelik borcumuz katlandı. Karamsarlık ülkeyi sarmış iken, bu kez, Gandi Kemal çıktı. Nasıl oldu, akıl sır ermez. Bu kadar kısa sürede, milyonlara umut oldu. İnsanlar, yeniden yüreklendiler. Hiçbir şeyin imkansız olmadığını biliyorlar. Dünyayı dize getirip, özgürlüğümüze kavuştuğumuz gibi, şimdi de, yoksulluğu, perişanlığı, kader olmaktan çıkarıp, onurumuza kavuşacağımız günler geldi. Kimse durduramaz artık. Zamanı gelince, kimileri için, zaman biter, Kimileri için zaman, yeniden başlar. Bu devran böyle döner. Düşünürün biri de demiş ki: “Zaman diye bir şey yok. Gelip geçen bizleriz.” Kötülüğe ve felakete kader diyenler, iyiliklere ne diyorlar. İnayet mi? Sizin zamanınız bitti. İnayet ola.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..