- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kader

Kader dedin her sıkıştığında kendinle beynine,
Kadermiş dedin, her sıkışana, kendine…
Ağaçlardan yapraklara su yürür,
sıçrar üzerine nem, nemlenir,
serin rüzgarlara nem verir.
Aynı suya dokunulmaz, bilirsin;
içi dışı bir olsun istersin;
İçi hep bir ileride seversin…
İçi, öyle içli, öyle içli desinler,
İç içe geçmiş hüzünler…
Hüzün, olmuşun yalanıdır oysa,
Keder, tasa
Tasa ağırmış, hem yükte hem pahada.
Kederlerden bütünlenirmiş tasa,
Korkular dikermiş kilimlerini
Tüm yüreklerde sınırsız yerler,
Hangisine isterlerse ora sererler.
Kader, tasa ve keder,
Kollarının altlarında koca koca kilimler
Sokakları gezerler.
Bağırır Ayşe teyze, “bir tüp parası n’olur!”
Tasa tok tutar halbuki,
Ayşe teyze istemişti evdeki yetimine halbuki.
Kader bir insanlık suçuydu oysa ki,
Şavkı alınmış gölgesinde saklanılan.
Ve hüzün deseydi ki;
Kaderini, yani, ne kadar çizdin; geçtin?
Kötüsünden çizip geçmek değil özlenen, istenen;
vermişsen birine iyilik beş akçe vermen gereken,
on akçe ve aklından da
verebilmen ve geçebilmendi beklenen.
Sanılan, anılan, beklenen
çizginde güzel renkler varken, görememen
senin kaderin değilken,
atlarını sürdün en karanlık pis kokan dehlizlere;
gökyüzü bir alın ilerideyken.
İçin bir adım ileride olsun
Tasan, kederin bir adım gerinde,
Desinler ki size, her gördüklerinde
Mutlu çocuklar gülümser yüzlerinde…
***
not: aşk gülümsedi, ekleyiver benden de dedi;
"yaşarken yakmaz, doğru, acı; düşünürken yakar, tamam o da doğru,
ama,
bir tek ben, acıyken, yaşarken de yakarım".