- Kategori
- Siyaset
Masal kıvamında CHP

Gazetelerde mizah gibi bir haber çıktı. “Kuşadası CHP Belediye Başkan adayı, bir propaganda afişi bastırıyor. Bastırmasına bastırıyor da, CHP nin altı oku beşe indiriliyor. Yazılarda ters basılıyorlar. Bu haberi okuyunca, üzülmekle gülmek arası bir duygu yaşarken, çocukluğumuzda bir dev masalı anlatılırdı, Alicikle ve ablası. CHP nin durumu bu masalı anımsattı.
Alicik zeki ve cin gibi bir çocuk. Bu çocuğun ablası, insan ve bütün canlıları çiğ yiyen bir dev. Bu abla köyünden uzak bir diyara gelin gitmiş. Alicik, belirli bir zaman sonra atına atlayarak, ablasını ziyarete gider. Hoş, beşten sonra, abla, atın yanına giderek atın bir ayağını yer. (Herhalde abla ayak sever bir devmiş.) Kardeşinin yanına gelir ve sorar; ”Alicik senin atın kaç kıçlı?” (ayaklı). Alicik şaşırarak, “bacım, tabi ki dört kıçlı” der. Dev sert bir tonla, “hayır, senin atın üç kıçlı” diye çıkışır. Alicik bakar pabuç pahalı, sesini çıkartmaz, “doğrudur üç kıçlıdır” der. Abla atın tadını almış, kardeşini zorlada olsa ikna ediyor, durur mu artık. Biraz sonra tekrar atın yanına gider ve bir ayağını daha yer. Yine sorar “Alicik senin atın kaç kıçlı.” Alicik, bir öncekinde dersini aldı ya, “üç kıçlı bacım” der. Yine, dev sertleşerek atının iki ayağı olduğunu kabullendirir. Bu böyle devam ederken, atın ayakları biter ve dev bunda da atın kendisini yer. Yine sorar, “Alicik sen atlı mı geldin, yaya mı.” Atının yenildiğinden haberi olmayan Alicik “atlı geldim bacım” der. Abla yine sert tonla, “hayır sen yaya geldin” diye çıkışır. Alicik boynunu bükmüş, kendi canını kurtarmak için ilk fırsatta oradan ayrılmak zorunda kalmıştır. Onlar ermiş mi muradına bilmem ama biz geçelim, bende yaptığı CHP çağrışımına.
Kuşadası Belediyesi, CHP adayına teşekkür etmek lazım. Neden mi? Aklı erenler, yüreği yanan partililer söylüyordu da, kimseyi inandıramıyordu, CHP de altı (6) ok kalmadığını ve her şeyinde tersine gittiğini. “Bir musibet bin nasihatten iyidir” derler ya! Onun gibi Kuşadası Belediye başkan adayı, yanlışlıkla bile olsa, CHP nin, geçmiş yıllardaki gibi ilkeli, omurgalı, bütün kuraları ile halka umut veren bir parti olmadığını belgeledi.
Şimdi CHP nin 6 ilkesini anımsayalım, gerçi milletvekilleri ve parti yönetimi bile tamamını tam hatırlayamıyordur ya. Biz halkız hatırlarız.
-Halkçılık; bu Parti halkın neresinde, halk partinin hangi kademesinde? Partinin aldığı kararlarda, milletvekili ve belediye başkan adayı seçiminde, parti programı hazırlanmasında, partinin yönetiminin hangi kademesinde halkın izleri var? CHP'li belediyelerden hangisinde halk yönetime ortak? Ben göremiyorum, gören var ise yanıtlasın lütfen.
-Laiklik; Türkiye’nin laik yapısına en büyük darbe CHP den gelecek. Oy uğruna, son günlerde yapılan çarşaf yalakalığına hepimiz şahit oluyoruz. Şimdi, yaşananları görerek, CHP yönetimi laikliği savunur diye güvenebilirmisiniz? Atatürk’ün 80 yıl önce kaldırdığı tekke ve zaviye uzantısı olan tarikatlarla zikir yapar duruma geldiler.
-Devrimcilik; Hangi babayiğit kalkıp ta CHP devrimci diyebilir. Statikoculuk ne zamandan beri devrimcilik oldu.
-Devletçilik; Genel Başkanın, Serbest Pazar ekonomisini kabul ettiğini, Çokuluslu ve yerli sermayeye tahüt ettikten sonra devletçilik mi kalır Allah aşkına.
-Milliyetçilik; Doğru, bayağı milliyetçiler. O kadar milliyetçiler ki, ülkeyi yalnızlaştıracak, etnikçilerle aynı iç içe olacak kadar. Bu Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi ile ne kadar örtüşüyor, ona varın siz karar verin.
-Cumhuriyetçilik; Cumhuriyet kurulduğu zaman ve sonrasında, CHP modernizmi temsil ederdi. Şimdi derin devlete sahip çıkıp, avukatlığına soyunuyor.
Bütün bunları okuyunca, bu partinin, Atatürk’ün bıraktığı ilkelere hala sahip olduğunu söylemek mümkün mü? Temsil etmesi gereken, çağdaşlık, demokratlık, modernlik, halkın umudu olmak, Ülkeyi çağdaş dünyayla bütünleştirmek, ilkelerinin hangisini görebiliyoruz.
Özet olarak; CHP Kuşadası Belediye başkan adayının yanlışlıkla ve mizahlık afişleri, partinin şu anki halini yansıttığını görüyoruz. Soruyorum; Cumhuriyet Halk Partisi’nin kaç kıçı kaldı? Çünkü hiç itiraz eden olmadığını düşünen yönetim, her seçim partinin bir ayağını yok ediyor.Bu gidişle, Aliciğin atı gibi, partiyi de yerler. Onlar yemeden kurtarmak lazım
Delikanlı