- Kategori
- Öykü
Monarşi

Nasıl da kıskanıyorum seni. Tahammül edemiyorum başkalarıyla konuşmana. Sinirlerim ayağa kalkıyor, beynimden vurulmuşa dönüyor ve bitap düşüyorum. Gözlerinde bir başka gözlerin olduğunu görmek, çıldırtıyor beni. Oysa ben bile bakamazken gözlerine, kıyamazken sana, bir başkasının gelip sana bakması gözlerinle konuşması kahrediyor beni…
Ne kaybederim ki artık. Ne kaybederim? Daha kaybedecek neyim kaldı ? Neden hala susuyorum. Neden sen gittikten sonra ağlamaya başlıyorum. Nasıl da otorite kurmuş aklım duygularımın üzerinde. Monarşiyle yönetiliyorum sanki. Baksana sen yanımdayken ağlamama izin verniyor. Gözlerimin vanasını kapatıyor…Ve sen uzaklaşınca açıyor vanaları. Artık istediğin kadar ağlayabilirsin diyor. Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.
İnsanlar neden bakıyor. Hiç mi ağlayan insan görmediler. Gülmek kadar ağlamakta doğal değil mi. Neden yadırgıyorlar beni. Onlar da mı bu monarşiye katılıyor? Doya doya ağlama hakkımı kullanamıyorum şu vücut ülkemde… Olsun hiç biri umrumda değil baksınlar, ayıplasınlar, yadırgasınlar. Fark etmez artık benim için, ben kaybedeceğimi kaybettim ya. Senden başka artık hiçbir söz, hiçbir şey geri getiremez beni.
Biliyorum her ülke gibi bir gün bu ülke de yıkılacak. Keşke sende yaşasaydın bu ülkede Sana da yer vardı oysa. Hatta benden çok sana yer vardı. Kendi vücut ülkemde bile gurbetlik çektim. Benim vatanım sendin çünkü.