Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Mayıs '07

 
Kategori
Güncel
 

Mutabakat

Uzlaşma, "farklılıklarımıza rağmen, ortak değerler ve ortak kanaatler üzerinde anlaşmaktır", denilebilir.

Birlikte yaşadığımız bir ülke, bir şehir, bir çevre vardır. Demokratik hak olarak, yasamada ve yürütmede görev alacak vekilleri, beldemizi yönetecek belediye başkanını, mahallemizin muhtarını, il genel meclisi üyelerini biz seçeriz. Yönetme veya hizmet sunma görevini verdiğimiz bu insanların artık bize, her gün "ne yapacaklarını" sormaları gerekmez. Biz, oylarımızla zaten onlara bu yetkiyi vermişizdir.

Seçilmiş üyelerden oluşan bir hükümetin aldığı oylar, onun için toplumsal mutabakat anlamınadır. Demokrasi, sadece çoğunluğun değil, azınlığın haklarının da korunduğu rejimdir diyoruz ama, Abdullah Gül cumhurbaşkanı olunca, kimin hangi haklardan mahrum kalacağını bir türlü açıklayamıyoruz. Laiklik ve cumhuriyetin kazanımlarını koruma açısından aradığımız mutabakatı, farklı yaşam biçimini tercih edenler açısından aramıyoruz. Onları dikkate almıyoruz. Bin yıldır bu topraklarda kök salmış bu insanları adam yerine koymuyoruz. Mutabakat yalnızca bizim dediğimiz olduğunda, herkes kendi fikrinden ve iddiasından vazgeçip bize teslim olduğunda mı sağlanacaktır? Meşru bir meclisin önünü, ayak oyunları ve mahkeme kararlarıyla tıkamak, işlemez hale getirmek marifet midir?

Az oyla çok milletvekili kazanmanın, daha önce yasalaşmış seçim barajı ile ilgili olduğu bilindiği, hukuka aykırı bir durum da bulunmadığı halde, baştan beri, mevcut hükümetin meşruiyetini sorgulamaktayız. Bazı yazar ve akademisyenler, yaptığı her icraatta hükümetin, temsil sorunu olduğunu tekrarlayıp durmaktadırlar. Bunun doğru olmadığını, hükümetin yetkiyi mahkeme kararıyla almadığını, kurallara uygun bir seçim sonucu iş başına geldiğini bilmiş olmaları bile, onları bu kanaatlerinden caydıramıyor. Güya AKP, "ben istediğimi yaparım, çoğunluğum var" diye efeleniyormuş. Yüzde otuzla, yüzde yetmişe tahakküm etmeye kalkıyormuş. Anayasa Mahkemesi yoluyla haddini bildirdiğimiz AKP azınlıksa, demokrasi de, azınlık haklarının korunduğu bir sistemse, o zaman bu meşruiyet tartışmaları ne? Bırakın da, azınlık bir parti haklarını kullansın! Cumhurbaşkanını seçiversin.

Birbirlerine kesin yargıyla bakan, muhatabının hayat biçimini reddeden, dünyayı farklı pencereden izleyenleri rejim ve kendisi için tehlike gören, bu yüzden, devamlı vehim pompalayarak yaşamı hem kendine, hem de karşıtlarına zehir eden, hiç empati yapmayan, katı insanların yaşadığı bir ülkede mutabakat hayaldir. Burada mutabakat; "benim dediğim olacaktır" şeklinde teklif edilir. Teklifi alan, "Tamam öyle olsun" derse, mutabakat sağlanmış olur.

Karşı tarafı uzlaşmazlıkla suçlayanlar, vicdanlarına danıştıklarında, kendilerinin de muarızlarından farklı olmadıklarını göreceklerdir. Tabi vicdanları, kafaları gibi ideolojik kirlenmeye maruz kalmamışsa!

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara