Ne yaparsan yap, aşk ile yap!

Düşünceler okumayla, araştırmayla, dinlemeyle ve hatta paylaşmayla şekillenir. Düşünceler aşkla şekillendiğinde anlamlaşır şevk verir. Aşk ile yapılan her ne olursa olsun sonucu güzel olur. Elbette bu aşkı içinde yakıp büyütecek ve devamlı besleyerek söndürmeyecek olanda kişinin kendisidir.

Mevlana "Her ne istiyorsan, kendinde ara. Senin canın içinde bir can var, o canı ara. Senin dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara" demiş. 

Aşkı karşılıksız bir coşku ile büyütürsek düşüncelerimizi bu şekilde yönlendirirsek yine Mevlana'nın dediği aşk olur. "Ben onu seviyorum ama o da beni sevsin"diyorsan... ona aşk demezler, sen onun tarafından sevilmeyi seviyorsun! "O bana ne verir?"diye değil, "ben ona ne verebilirim?"diye düşündüğümüz zaman, aşk olur. Yani aşkı yalnızca bir kişiye değil yaşamının her anına yaptığın her çalışmaya, işine, ailene, dostuna karşılıksız sunarsan aldığın mükafaat kendinedir.

Her kitap, bir yaşam ve yeni öğretiler ile hayatımızda yeni pencereler açıyor. Doğru bilgi ile hayatı doğru değerlendirerek doğru düşüncelere ulaşabiliriz. Düşüncelerimiz olumlu ve istikrarlı olursa hayata geçirdiğimizde isabetli özel ve iş hayatımız ile hayallerimizi gerçekleştirmiş olduğumuzu görebiliriz. Karamsar ve negatif düşüncelerin de yine aynı şekilde yaşamımızda memnuniyetsizle karşılaştığımız sonuçlarını yaşarız. "Doğru Düşünme ve Başarma Sanatı", yazar Sayın Vehbi Vakkasoğlu’nun kitabını okudum. Okudukça doğru düşünme ve düşüncelerimizde isabetli sonuçlar çıkarabilmemiz için verdiği tavsiyeleri içeren kitap günün şarkısı ile çakışınca daha bir anlamlı gelmeye başladı bana..., müziği ve sözleri mesaj verir gibiydi.

Hayatta ne yaparsak yapalım bunu büyük bir istekle yapalım ki yaptığımız iş istediğimiz/istenilen gibi olsun! Yeter ki azim, irade ve aşk ile yapmayı isteyelim. Kenan Doğulu’nun bu anlamda bu yaza damgasını vuran son şarkısı “Aşk ile yap”ı beğenerek dinliyorum. Düşüncelerim bu yana kayınca gerçekten de diyorum hayatta herşey aşk ile yapılınca güzeldir.

Hayat tırmanılması gereken bir merdivense, yürümeyen bir insan nasıl çıkacak derseniz oturarak, yardım alarak, engeli olmayan kişiler kadar hızlı değil ama bir şekilde çıkabilir. En önemlisi de o merdiveni çıkma isteğidir. Sonuçta merdiveninin en alt basamağında “ben bu merdiveni çıkamam” diyerek durmakta var. İşte hiçbir şey yapmadan durmak o kişinin düşüncesidir, “ben de bu merdiveni çıkacağım” dendiğinde merdiveni çıkmak zor olsa da ona çıkması için yardım edecek biri çıkabilir; Hiç kimse yoksa o da her basamağı zorluklarla, çok uzun sürse de yine de çıkabilir. Yapamadığında, yorulduğunda pes etmez dinlenir ve yine tekrar dener. “benim bu merdiveni çıkmam mümkün değil!” yaklaşımı yaşamı yaşama cesareti gösteremeyen kişinin kaçışıdır.

Merdivende her çıktığı basamakla mutlu olup ileriye de mutlulukla bakmayı başarmak o merdiveni çıkarak ulaşılacak yere duyulan aşktır. Aşka ulaşmak kolay değil ama içinde büyük aşkla yapılan herşey aşka ulaşmayı kolay kılar.

Hayatta ne yaparsanız yapın aşkla yapın “Bir iş biri tarafından bir kere yapılmışsa, o işi bir başkası da yapabilir” diye düşünün. Hayat aşkınızdır, her şeye aşk ile bakmanızı sağlayan.

Ben bu sıra çalışırken bilgisayarımda, yoldayken arabamda bu şarkıyı dinliyorum bazen yüksek sesle bazen yüreğimden söyleyerek istediğim konularda içimi aşkla dolduruyorum.

“Balığa denizden başkası azaptır. Canına canan bulunca insan tamamdır, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, onca şair yanılmış olabilir mi? Ey gönüllerin efendisi aşk, yar üzerimi toprak gibi ıslat. Ne yaparsan yap, aşk ile yap. Ne dediğin değil nasıl dediğin olay. Açılır kapılar ardına kadar kalpten gülersen. Kalanı detay, gerisi kolay!”

Siz de ne yaparsanız yapın aşk ile yapın, açılır kapılır ardına kadar kalpten gülerseniz.