- Kategori
- Bayramlar
Nerede o "eski bayramlar"

Bayram gelince hemen aklımıza "eski bayramlar" gelir. Kime sorarsanız sorun bunu, "ah o eski bayramlar kaldı mı?" der büyüklerimiz. Ne vardı o eski bayramlarda hep merak etmişimdir. Azcık ucundan yakalayabilsemde o eski bayramların tadını hiçbir zaman tadamamışımdır. Keşke o zamanlarda doğmuş olsaydım, büyümüş olsaydım. Öylesine güzel hikayeler duydum ki anneannem ve babaannemden, kimi zaman annemden; adeta o bayramlarda yaşıyormuşcasına. Herkes farklı yerlerdeymiş o zamanlar. Annemde tabiki kendi memleketinde yaşarmış her bayramı. O bayramlarda herkes sabah erken kalkar önce anne babasının elini öper kutlarmış, sonra süslenir püslenir yemeklerini yapar ve misafirlerin gelmesini beklerlermiş. Tabi bayram öncesi olan arefe gününde ise ne yufkalar, ne börekler açılırmış hemde binbir türlü şen şakrak muhabbetlerle... Gece yarılarına kadar müziklerle mi dersiniz, gırgır şamatayla mı dersiniz... O günlerin tadı her zaman damaklarda kalmış. Öylesine anlatırlardı ki, elimi çeneme koyup hayranlıkla dinlerdim hikaye gibi...
Kaldı mı acaba böyle bayramlar? Hiç sanmıyorum... Her şey zamanında güzelmiş derlerdi de inanmazdım bunu yaşayarak daha iyi görüyor gibiyim. Gittikçe kötüleşen hayatlar ve insanlar varken ülkemizde, dünyamızda hiçbir zaman bayram havası estiremedik bayramlarda bile. Neden insanlar böylesine birbirlerine düşman oldular ki? Eski bayramlardaki kardeşlik nerelerde, arar olduk. Şimdilerde ise insanlar, "aman kimse gelipte kapıma rahatsız etmesin, banada zahmet ettirmesin" der oldular. Nedir bu gaddarlık, cimrilik anlayamıyorum. İnsan insana muhtaçtır her zaman. Yoksa gün geçtikçe iyi insanlarımızı da mı kaybeder olduk? İnanılmaz hayatlar, inanılmaz hikayeler var aslında ama anlamakta zorlanmıyor değiliz..
Eskiden, bayram kutlaması için birkaç gün önce hazırlıklar başlarmış. Bu hazırlıklar ev temizliği yiyecek ve giyecek hazırlıklarıymış. Arefe günü ikindi namazından sonra ve bayram namazından sonra mezarlık ziyaret edilerek dualar okunurmuş. Arife günü akşamı erkenden yatılır, sabah ezanıyla birlikte en temiz elbiseler giyilerek erkekler bayram namazı kılmak üzere camiye gidilirmiş. Camide vaiz dinlendikten sonra bayram namazı vakti yaklaşınca hoca efendi bayram namazının kılınış şeklini hatırlatır, birlikte bayram namazı kılınırmış. Camiden çıkarken kapı önünde en aşlı kişilerden başlamak üzere saf halinde bayramlaşılırmış. Büyüklerin ellerinden öpülür. Bu arada köyde küs olanlar varsa köyün yaşlıları ve ileri gelenlerinin araya girmesi ile barıştırılırlarmış. Safta bayramlaşma bitince cami önünde toplanarak ortak dualar okunurmuş. Evde aile reisinden başlamak üzere büyüklerin eli öpülürmüş. Evlerde bayramlaşma merasimi bittikten sonra kahvaltı yapılır, fakir çocuklara giyecek yardımı yapılırmış. Gelenlere yemek ve tatlı mutlaka ikram edilirmiş. Akraba ve komşu çocukları evleri gezerek bayramlaşırlarmış. Bayramlaşmaya gelen evler çocuklara ya para ya da şeker ikram edilirmiş.. Ne hikayeler var daha ne hikayeler. Kaldı mı eski bayramlar? Eski dostluklar?...
Elimde olsada yaşlı genç, küçük büyük, herkesin ellerinden gözlerinden öperek bayramını kutlasam. Bayram budur, bayram sevinçtir, mutluluktur. Bayram barıştır ve ayrım yapılmadan eğlenilebilecek, ortak yapılabilecek en güzel eğlencedir, çoşkudur. Bu çoşkuyu kaybetmememiz umuduyla.. Herkesin bayramını kutlar, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim.
Saygı ve sevgilerimle