- Kategori
- Felsefe
Palyaço

Renklerin cümbüşü. Bahçelerimizdeki çiçekler gibi. Belki onun bizleri güldürüşü, belki bizi bir yerlerden alıp bir yerlere sürüklemesi... Belki de yaşamızda her zaman olduğu, olacağı gibi bir doğal parçası.
Gülerken ağlayan bir hayal ürünü mü? Eğitmen mi? O istikbali önlerinde olan çocukların gözlerindeki sevinç pırıltıları mı? Bizleri seneler gerisine savuran bir zaman hortumu mu?
Bir Film seyredersiniz. 18nci yüzyılı anlatır. O oradadır. Kavga eden bir çifti gözler, onların arasına girer, barıştırır.
Merak etmişimdir neden her palyaço ayrı bir maske taşır diye. Yoksa bizleri mi anlatmak ister?
Onu bir kralın dizi dibinde görürüz. Bir savaşın kararı verilirken, bir çocuğun doğum gününde, sünnetinde çıkar karşımıza.
Onun adı Palyaço'dur. O güldürürken ağlatır. O ağlarken bizler güleriz.
Hayatımız, o maskenin arkasına saklanan hakiki yüz müdür?
Galiba hepimiz bu dünyada bir palyaço'yuz. Ağlarken gülen, gülerken ağlıyan. O maskenin altında güldürenler de ağlar, bazen yalvarır, bazen de isyan eder. Onların da kalpleri vardır. Onlar da bizim gibi bir insandır.
Saygılarla...