Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

Sakın dokunmayın haaa!

Sakın dokunmayın haaa!
 

Çoğunluğun hükümranlığı.


Sakın dokunmayın haaa!

Salı günü parti meclisi konuşmasında CHP lideri Sn. Baykal;

“Hukukun arkasına dolanabilmek için anayasa değişikliği istediklerini biliyoruz. Mecliste 550 milletvekili var 608 tane fezleke var. Yargı harekete geçemiyor çünkü dokunulmazlık var” dedi.

Sn. Baykal yıllardır bu dokunulmazlığın kaldırılması için konuşuyor, uğraş veriyor ama iktidar bir türlü bunu yapmıyor.

(CHP Lideri bu sözlerinde çok haklı.) Dokunulmazlık denilen kavram Milletvekili ve bazı kamu görevlilerini imtiyazlı bir hale getiriyor. Toplumun içerisinden Meclise girebilen milletvekillerinin toplumdan ayrıcalığı bu oluyor. Oysaki kanunlar herkese eşit uygulanmalıdır. Dokunulmazlıklar sadece meclis kürsüsünde olmalıdır.( Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi.)

Anayasamızın 83. maddesinde milletvekilleri meclisteki söylemlerinden ve onları meclis dışında tekrarlamaktan sorumlu tutulamazlar deniyor. İyi, güzel de, bu dokunulmazlık denilen zırh’a sadece bu şekilde bakmak saflık olur.

Araştırmalarımdan anladığım, dokunulmazlığın kaldırılması yasalara göre hiçte kolay değilmiş.

Neden mi?

Cumhuriyet savcıları suç oluşturulduğuna kanaat getirdikleri dosyaları öncelikle Adalet Bakanlığına gönderiyorlarmış. Adalet Bakanlığı da Başbakanlığa, oradan da suç dosyası Meclis Başkanlığına iletiliyormuş.

Bunun ardından Anayasa Karma Komisyonu, Hazırlık Komisyonunu kuruyor, fezleke inceleniyor itham edilenin savunması alınıyormuş.

Bu durum bir üst komisyona iletiliyormuş. Kararı üst komisyon veriyormuş.

Tüm bunlar da yetmiyormuş. Her iki durumda da Meclis Genel Kurulunun kararı öncelikliymiş.

Hâkim ve savcılarda görevle ilgili olası suçlarda Adalet Bakanlığı; öğretim üyeleri içinde YÖK’ün kararıyla soruşturma başlatılabiliyormuş. Bu da gösteriyor ki, vatandaş dışında hemen herkes şöyle veya böyle dokunulmazlık zırhına bürünmüş durumdadır.

(Unutmayalım, üniversitelere atanan rektörler en çok puan alan değil de, cumhurbaşkanının istediği olarak atanıyor. Tıpkı YÖK Başkanının ataması gibi.)

Bu büyük bir haksızlıktır. Böyle demokrasi de olmaz.

Karnını doyurmak için fırından ekmek çalan çocuğa nasıl ceza veriliyorsa, hakkında suç duyurusu olan milletvekilleri bakanlar da yargılanabilmelidirler. Bu bir erdemdir. Ya aklanır ya da suçu varsa cezasını çeker.

AKP iktidarında dokunulmazlığı kaldırmak gerçekten de çok zor.

Düşünüyorum da, Başbakan, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı ile Adalet Bakanlığı da onlarda. Meclisteki çoğunluklarını da eklersek, alınan kararlar adı her ne kadar Meclis Kurul kararı olsa da, meclis demek bir şekilde AKP oluyor. Kaldır parmak, indir parmak hesabı yapılıyor. Dolayısı ile de mecliste halkın büyük bir bölümünü temsil eden muhalefet partilerinin tüm öneri ve verdikleri fezlekeler de geçerli olmuyor. Mevcut iktidara oy vermemiş Halk orada temsil edilemiyor.

Beni en çok üzen de bu zaten. Gerek başbakan gerek diğer bakanlar işlerine gelmediği zaman buna T.B.M.M si karar verir diyorlar.

AKP dokunulmazlıkları kaldıracak ama HSYK’ DA ve Anayasa Mahkemesi yapısında istedikleri değişiklikleri yapabilirlerse. Bu da ancak Anayasa’da değişimlerle olur. AKP büyük bir telaşla oralara kendi yandaşlarını getirme çabasında. CHP nin bu tuzağa asla düşmeyeceğini hesaba katmamıştılar sanırım.

Türkiye gündemini (Açlık, işsizlik, yoksulluk, özelleştirmeler, yolsuzluklar.) büyük bir ustalıkla her gün değiştirebilirler ama değiştiremedikleri Anayasa ve onlara büyük engel sadece CHP.

Başbakanın bütün siniri, hırçınlığı bundan sanırım.

Sözlerimi yine Sn. Baykal’ın sözleri ile aynı görüşte olduğum için öyle bitiriyorum. Anayasa Mahkemesi’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar verip ihtar verdiği, haklarında 608 fezleke verilen bir parti Anayasa’da değişiklik yapmamalıdır, yapamamalıdır.

Bu tek parti hükümranlığı sürebilecek her parti için geçerli olmalıdır. İleride yeni bir Anayasa hazırlanırken tüm bunlar göz önüne alınmalıdır. Demokrasi, özgürlük, çağdaşlık ancak böyle işler.

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..