Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '10

 
Kategori
Anılar
 

Şambriyel:)

Şambriyel:)
 

İnsan, şüphesiz ki yaratılmış en kusursuz canlı. Ama şu da var ki diğer canlıların yaptığı her şeyi yapamıyor. Beyaz bir martı gibi göklerde süzülemiyor, köstebek gibi yerin altından gidemiyor, kangurular gibi yükseklere zıplayamıyor. Mu dersiniz? İnsan denen kusursuz canlı yapamadığı her şeye; o eşsiz, diğer canlılarda olmayan düşünme yetisiyle çözümler üretmiş ve kuş gibi süzülmeyi, yerin altından gitmeyi, kangurular gibi zıplamayı başarmıştır. Bütün bunları yaparken kullanmak için olağanüstü araçlar üretmiştir. Tabii bütün bunlara adım adım ulaştığı için eskiden kullandığı araçlar, şimdilerde gözümüze komik görünmektedir.

Bu araçlardan gözüme en sevimli görüneni şambriyeldir. Düşünsenize; tekerleğin icadı insanlık tarihinin en önemli noktalarından biriyken, tekerleğin iç lastiği insanın batma korkusu olmadan balık gibi yüzmesine yardım etmeye yaramıştır. Yüzmeye yardımcı başka araçlar olmamış mıdır peki? Hiç olmaz mı. Ben henüz ilkokul çağlarındayken Antalya'nın Mermerli Plajı'nda kadınlar kollarına büyük su kabakları bağlayıp yüzerlerdi. Onlar da şambriyel kadar sevimli idiler:)

Eskiden şimdiki cicili bicili deniz yatakları, kolluklar, simitler yoktu ki ülkemizde. Babam bize Almanya'dan kırmızı-beyaz bir simit getirmişti de ne havamız olmuştu sahilde. Oysa biz yüzme biliyorduk, annem için getirmişti o simiti. Olsundu, kimsede yoktu ya bizim simidimizden, tutunup yüzüyorduk. Diğer çocukların kapkara şambriyelleri vardı, bizimki renkliydi ya hem:)

Sahi, siz hiç Oklit kamyon lastiğine tutunup yüzdünüz mü? Erişkin beş kişi o lastiğin üstüne oturup çocuklar gibi eğlendiniz mi? Ben yüzdüm ve eğlendim. Ennnn güzel su parkında bile bir Oklit lastiğiyle eğlendiğiniz kadar eğlenemezsiniz. Büyük bir laf mı ediyorum? Hiç sanmam! Hafta sonları deniz muzu üzerine binmiş, ani bir manevrayla suya düşen insanları görünce daha da emin oluyorum. Çünkü Oklit lastiğinde kontrol tamamen sizdedir. İstediğiniz su macerasını yaşayabilirsiniz onunla:) Bu Oklit'in üstünde birlikte oturduğunuz insanlardan biri muzursa hele, bot sefası yapıyorum sandığınız anda Akdeniz'in derinliklerinde bulabilirsiniz kendinizi:)

Yenilikler, eskileri komik gösterir bize demiştim ya; şambriyel komik olmasının yanısıra çok da sevimlidir. Suyla ıslandığı zaman, tıpkı bir yunus balığının parlak siyahı gibi parıldar, dokunduğunuz zaman da yunus balığına dokunuyor gibi hissedersiniz. Tabii şu anda elinize bir şambriyel alır da yüzmeye giderseniz, etraftakilerin gülüşmelerine de katlanmanız gerekir:) Ne gam! O zevki tatmayana da ben gülerim şahsen!

Bir de şöyle bir durum vardır bu şambriyel konusunda; nasıl ki İtalyanlar pizzalarını neredeyse bütün dünyanın ortak yiyeceği haline getirmişler, bizler de aksine o muhteşem lahmacunumuzu kendi ülkemizde bile alt sınıfın yiyeceği, maganda kültürünün vazgeçilmezi saymışsak, şambriyel kullananlara karşı da tavrımız aynı olmuştur nedense. Şambriyel demek, alt sınıfın insanlarının simidi demek olmuştur sanki. Hani; beyaz paçalı don ve vazgeçilmezi şambriyelmiş gibi...

Bu kadar şambriyel lafından sonra canım öyle istiyor ki; yarın bir şambriyele tutunup, su parklarındaki yunusların sırtına tutunmuş yüzer gibi yüzmeyi; şambriyeli küçümseyenlere inat:)

Not; Şambriyelin kökeni Fransızcadır. chambre de l'air (hava odası) demekmiş.

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..