- Kategori
- Deneme
Şecerem
Bir arkadaş aracılığıyla, dedemin ve babaannemin anne ve babasına uzanan bir şecere edindim.
Erken çocukluğumda babamın anlattığı, dolayısıyla vitamin eksikliği çekmemden dolayı, o zamanki belleğime ve anılarıma güvenemediğim halde, kafamdaki bilgilerin doğru olduğunu öğrendim.
Uzun yıllardır, yurtdışına ilk gezimi, dedemin memleketine yapmayı düşünegeldim.
Yurtdışına ilk gezimi de, hiç olmazsa 50’mde yapayım istedim.
Ancak bu sene 50’m bitiyor ve program olarak şimdiden dolu. Astarı yüzünden pahalıya gelecek bir deneyim istemem. Paradan söz ediyorum.
Bunları öğrenmiş olmak tuhafıma gidiyor. İçim titriyor.
Neden?
Gelecekbilim tasarımlarımı kendim de hayal sayarken, onlar gerçekleştiğinde ne hissettiysem, şimdi de aynı şeyi hissediyorum: Çocukluk masallarım ve hayallerim gerçekmiş ama bu bana inanılmaz geliyor.
Gelecek kayıtlarım da gerçekmiş, geçmiş kayıtlarım da. Oysa şu an en çok gereksinimim olan şey hayallerim ve en çok eksikliğini duyumsadığım şey hayallerimin yitmişliği.
Dolayısıyla, bitmiş bir filmi seyreder gibiyim. Ölü bir biyografi. Yüksek direnç koşullarında yüksek not almış ama yine de kaybetmiş bir biyografi. Kazanmasının hiçbir anlamı ve karşılığı olmayan bir biyografi.
Düşünün ki 100 küsur yıllık bir öykü geçmişten geldi, ayaklarımın dibinde yükseldi ve dedelerimden başlayıp beni olmayan torunlarımın hayallerine doğru geleceğe taşıdı.
Hüzün verici. Melankoliklikten öte bir duygu. Ben de artık geçmişin hafriyat çukurundayım. Hiçbir şikayetim de yok.