Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Selamlaşma

SELAMLAŞMA

Günaydın

Gün/aydın

Meraba

Merhaba

By By

Goodmorning

İnsanların en önemli özelliği “güvende olma” istekleridir. Sağlıklı insanlar birbiriyle karşılaştıklarında ilk önce birbirine güven telkin etmek, iyi dileklerde bulunmak isterler.

İnsanların çoğu birbiriyle karşılaştıklarında söze başlayabilmek için bazı terimler kullanırlar. Bunun için ya selam verilir, ya da sabahları “günaydın”, öğleden sonra “tünaydın”, akşam vakti “iyi akşamlar”, gece bastırınca da “iyi geceler” gibi deyimler kullanırlar. Bunlardan en çok kullanılanı “günaydın”dır.  Aynen yemeğe başlamadan önce seçilen lezzetler gibi. Bir kısmı rakı veya şarapla başlar; bir kısmı su, hurma veya zeytinle başlar. Bu seçim insanın dünya görüşü, iç dünyası veya aldığı kültürle ilintilidir.

Sabahları Günaydın:

Bizim kültürümüzde yeri olmayan, batılılaşma serüveniyle ithal edip “selamun aleyküm”’ün yerine çakmaya (!) çalıştığımız bir meczup kelimedir. Hiçbir anlamı yoktur bizim için. (Bizim kültürümüzde hiçbir yeri yoktur). Aslında neden günaydın diye telaffuz ettiğimizi de pek anlamadığım bir kelime. Oysa biz good morning’i gutmorning olarak telaffuz edebildiğimize göre neden günaydın olarak telaffuz ettik. Yoksa bir tür ladescilik yapıp milleti kandırmaya mı çalıştık?

Günaydın ne demek Allah aşkına. İnsan ruhuna verdiği hiçbir şey yok.

Benden arkadaşlara günaydın…

  Hiç kimsede bir kıpırdanma, heyecan uyandırmıyor.

Aynı duyarsızlıkla onlardan da bana günaydın. Bu durumda, arkadaş benim sana söylediğimi ne diye tekrarlıyorsun?” diye tepki gösterme hakkınız yok.

Al gülüm ver gülüm.

Günaydın. Neden “gün aydın” değil? Neden bitişik? Hâlbuki bitişik olunca hiçbir anlam ifade etmiyor ki. Oysa “gün aydın” olsaydı az çok bir işe yarardı. Şu anda “gün aydınlık” anlamı anlaşılabilirdi. Ancak bu durum biraz aptallık ifade eder. Muhatabın eğer kör ise o anın aydınlık olduğunu fark etmez ve ona “gün aydın” diyebilirsin. Gözlerinden sorunu olmayan bir kişiye gün aydın diyenin aklından sorunu olsa gerek.

“Çocuktum… Bir sabah kalktım, babamı evde görmenin de keyfiyle, zira çoğunlukla gurbette olurdu, her sabah sınıfa girişte öğretmenimizin bize söylediği şeyi söyledim: “Günaydın!” Ters ters baktı: “Kör değilim, görüyorum!” dedi.“Neyi?” dedim şaşkınlıkla. “Günün aydınlandığını, sabahın olduğunu, yoksa neden kalkalım?” Kalakaldım... Söyledikleri mantıklıydı, ama neden öğretmen ısrarla böyle selâmlıyordu sınıfı?” (M.Saîd Konevî )

Öğleden sonra Tünaydın:

Tünaydın…

Sana da tünaydın.

Eski Türkçe’de “tün”: gece demektir. Dolayısıyla tünaydın; iyi geceler anlamına gelen bir ünlemdir.

İngilizcesi, good evening!, good night!

Yani, iyi akşamlar veya iyi geceler anlamına gelmektedir.

Tünaydın kadar kulağa uydurukça gelen bir başka kelime daha var mıdır acaba... Ne anlama geldiğini bile bilmeden kullandığımız kelimeler.

Akşam olunca “iyi akşamlar”.

Yatmadan önce “iyi geceler”.

Bu ikisi bir nebze anlaşılabilir. Ancak havada kalan bir ifade. Ne kadar iyi? Az mı iyi, çok mu iyi?

Ayrıca akşamla geceyi nasıl ayırt edeceğiz? Saate mi bakacağız, havaya mı? Ya saatimiz yoksa, hava da bozuksa. En azından yıldızlardan veya Ay’dan anlaşılabilirdi.

Günümüzde kullanılan bir başka kelime de “merhaba” kelimesidir. Merhaba; bolluk ve genişlik dileme, başımızın üstünde yerin var gibi anlamları kapsar. Ayrıca günümüzde "hayırlı sabahlar", "hayırlı akşamlar", "iyi günler", "iyi akşamlar", "günaydın" veya "tünaydın" gibi deyimler, huzur, güven ve esenlik anlamında kullanılır. Ancak "İslam'a ait selam"ın yerini tutmadığı bir gerçektir. Çünkü ““Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Hz Muhammed)

“iyi geceler” yerine “ hayırlı gecele”r olsa bir nebze işe yarardı.

Özellikle gençler arasında “Naber, nasılsın, nasıl gidiyor” gibi tabirler kumlanılmakta.  Hiçbir anlamı olmayan bu ifadelerin ne inancımızda ne de kültürümüzde bir karşılığı yoktur. Bu tür ifadeler hiçbir kapıyı aralamaz.

Oysa canını yediğim şu “Selamün aleyküm”’ün manasına bak da gözün karşılaşma veya ayrılmanın derinliğini görsün.

Hocaya Sormuşlar...

Hocam Günaydın ile SELAMUN ALEYKUM arasında ne fark vardır?

Hoca Cevap Vermiş: Günaydın Sadece Hava Raporudur. Havanın Aydınlık Olduğunu Anlatır.

Selamun Aleykum'e Gelince...

Selam Allah'ın ismidir. Allah'ın selamı, Rahmeti, Bereketi, Mağfir?eti Meleklerin Duaları, İstiğfarları
Peygamberlerin, Allah Dostlarının, Şefaatçilerin Şefaatleri, Müminlerin Duaları, İstiğfarları Üzerinize Olsun, Allah sizi Cennetine Alsın Demektir..!!!

Selam; bütün kapıları aralayan bir kelime.

Selam; “Allah’ın ismi senin üzerine olsun, Allah seninle olsun!” anlamında bir duadır.

Selam; insanî ve medenî ilişkilerin ilk adımıdır.

Selam; insana verilen değerin bir göstergesidir.

Selam; sulh ve emniyet beyanıdır.

Selam; kendisinden kimseye zarar gelmeyeceğinin ilanıdır.

Melekler sabreden kişileri cennette selamla karşılayacaklardır.

(Ve:) “Sabrettiğinizden dolayı size selâm olsun; işte (dünya) yurdun(un) âkıbeti (olan Cennet) ne güzeldir!” (derler). RA'D süresi 24. ayet 

İnsan olmanın en önemli göstergesi kişinin sosyal bir varlık olmasıdır. Sosyalleşme ise; bir insanın, toplumla uyumlu yaşaması, toplumun bir bireyi haline gelmesi, toplumla kaynaşmasıdır. Sosyalleşmenin ilk adımını selamlaşma oluşturur desek abartmış sayılmayız.

İnsan, “beden ve ruhtan oluşan, düşünen, şuurlu, iman ve ilim sahibi bir varlık” olarak ifade edilir.

Ruh yapısı gelişmemiş, içine kapanık bir insan selam vermez, sürekli toplumdan kaçar, muhataplarıyla iletişim kuramaz, toplumdan uzaklaşır. Selam, muhataba hem güven verme hem de gerekirse yardım talep etmek aracıdır.  Onun için sosyalleşme sürecinde selamın son derece hayatî, kilit bir rolü vardır. Selam vermeyen, selam almayan insan sosyal bir insan olmadığı gibi, sosyalleşmesi de mümkün değildir. O açıdan toplumla iletişim kurmanın, muhabbet etmenin yolu selamdan geçer. Bunu beceremeyen kişi asosyal olarak yaşamını sürdürür. Bu da Müslüman’a yakışmayan bir durumdur.

Selam ve dua ile..

İsmet YALÇINKAYA

 

 

 
Toplam blog
: 137
: 1557
Kayıt tarihi
: 23.06.08
 
 

1963 yılı Trabzon Of doğumluyu. Emekli Öğretmenim Eğitimle ilgili konulara ilgim uzun yıllar önce..