Tatlı su Entelleri ve Kapitalizm

Anthony Burgess'in otomatik portakalı, yaşantısını, şiddet, seks, uyuşturucu üzerine kurmuş Alex ve çetesinin, kolay okunan bir o kadar da ilginç macerasını anlatır bizlere. Yakından tanıdığımız bildik klişe kalıplar, yıllar öncesinden gelip kulağımızı çeker sezsizce.

Yönetenle yönetilen arasındaki o beyin yıkama süreci enteresan cümlelerle anlatılır. Gazetelerin ölen, öldürülen sayfaları, spor sayfalarındaki rezaletler, gazeteler, kuponlar, beyin yıkamak, gütmek ve tabii ki güdülmek ekseninde devam eden hayat, Alex ve çetesinin başına gelenler. Beyni yıkanmış bir makine haline gelmek istemeyen herkes içindir otomatik portakal.

Her ne kadar Burgess bu kitabı yazarken Sovyetler Birliğindeki baskıcı Totaliter rejimden etkilenmiş olsa da iki binli yıllar bize baskıcı rejimlerin henüz son bulmadığını fazlasıyla gösterdi ve göstermeye devam ediyor.

Ortadoğu'daki diktatörlerin birbirini ardına devrilmesi insanlık adına umut verici bir gelişme olarak görülmeli.

Öte yandan Kapitalist sistemde arda arda yaşanan krizler bir orta yol bulmanın kapısını açacak gibi gözüküyor. Yıllar yılı sömürgecilikle beslenen ve kendi vatandaşlarına ayrıcalık sunan kapitalist sistem rüyası son dönemde kâbusa dönüşürken Wall Street’de bundan nasibini alıyordu. 

2007 Ekonomik krizi yönetici krizi olarak geçiştirilirken gerekli tedbirler alınmayıp köhne kapitalist sisteme yeni icat gibi sarılan kapitalizm şakşakçıları sonunda bir kez daha yenilgiye uğruyordu.

Daha düne kadar serbest piyasa ekonomisinde devlet müdahalesi yoktur diyen bir güruh yakın zamanda kapitalist sistemde devlet müdahalesinin olduğunu batmanın (İflas etmenin) de olduğunu savunmaya başladılar.

Tatlı su entelleri olarak adlandıracağımız bu grup dillerine doladıkları bildik şarkıları söylerken tatlı su da oldukça rahat gözüküyorlar ama akıllarına getirmedikleri gerçek bu kez okyanusa adım atmaları gerektiğidir. Tatlı su entelleri okyanusta yüzebilirler mi bunu da hep birlikte bekleyip göreceğiz.