Yaşlanmak sizi endişelendirmesin!

Ama bir takım hırslara kapılıp mala, mülke, ihtişama değil insana yatırım yaparsanız tabi!
Aksi halde insanın aklına binbir çeşit olumsuzluklar geliyor ister istemez.
Çünkü sizi yalnız bırakmakta tereddüt etmeyecek kafa yapısında bir nesil ile karşı karşıyayız maalesef!
Yalan da değil hani!

Düşünsenize bir!

Belki sırça köşkte yaşıyor olabileceksiniz ama etrafınızda bir merhaba diyebileceğiniz bahçevanınızdan başkası yok!
Ya da iki sokak ötede ki tıpkı sizin durumunuza düşmüş moruk bir komşunuzdan başkası!
Evet evet yanlış duymadınız, tercih ettiğiniz konumunuz gereği adınız aynen bu olacak!
Hatta herhangi bir alış-veriş yaptığınızda elinizdeki poşeti alan bile olmayacak!
Öyle geçmişte olduğu gibi kolunuza girip amcacım teyzecim yardımlaşmaları falan nerdeee!

Bitmediii!

Binbir çeşit hastalıkların yanı sıra yoğun bir yalnızlık duygusunun baş göstermesi siz kat be kat perişan edecek!
Kısacası geçmişinizde mantık evliliği olarak adlandırdığınız ma aslında kutsal olan bu kurum tam da ilgiye ihtiyacınız olduğu döneminizde yerle bir olacak!
Ve maalesef ki,  günümüzde aptal aşıklar olarak anılan ve ne mutlu ki evliliklerle sonuçlanan ilişki türleri mumla aranacak!

Bir dönemlerin aşk tarifi, karşı cinslerin birbirlerini bir içim su huri ya da boylu poslu yağız delikanlı olarak görmelerinden ibaretti belki!
Ama insanlar daha ilk günlerini düşünmeden, apar topar yarını kurarlardı!
Hatta o kısacık süre içerisinde sevdiği kişinin gözlerinde henüz doğmamış çocuklarını bile görebilirlerdi.
Hatta ellerinde baston, dede ya da nine olacakları dönemleri bile!
Onlar için mutluluktan havaya uçmak dedikleri buydu işte!
Ve asla bu rüyadan uyanmak istemezlerdi!
Hem tüm bu beklentilerin gerçekleşmemesi için ne gibi bir engel olabilir ki?
Yetiştirecekleri nurtopu gibi çocuklarda ekmeğini taştan çıkartırlar, saygı ve ilgiyi ilelebet eksik etmezlerdi valla billa!
Hem de koskoca bir ömür garantili!
Belki pek çok şey ihmal edillirdi ama olmazsa olmazımız aile terbiyesinden asla kaçış yoktu!
Onları kaderleriyle baş başa bırakmak hayal bile edilemez düşüncelerdi.
Onları azarlayan, evde bir yük, bir fazlalık gibi gören, onları itip kakan, hor gören, canından bezdiren evlatlar, torunlar, gelinler, damatlar yoktu,olamazdı da.

Çünkü bu tecrübelerle yüklü sevimli nur yüzlü dedeler, nineler bedenen ve ruhen yorulmuş olabilirlerdi ama zaten bu itibarla özel bir ilgi ve saygıya layıktılar.
Hem onları yıpratan bizler için feda ettikleri özverili çabaları değil miydi?
Bu nedenledir ki, günümüzde basit bir olay şeklinde algılanan kimi birlikteliklerin ileride doğuracağı sinsi tehlikeler asla gözardı edilmemelidir!
Özlemini duyduğumuz manevi değerler açısından sağlıklı bir neslin yetiştirilmesi ancak bu şekilde sağlanır çünkü. 

Yani demem o ki, günümüzde maalesef  toplumumuzun ortak değerleri olan aile kavramları anlamsızlaştı.
İstekleri yerine getirilmeyen gençlerin  ahlaken çökmüş ve saygıyı hiçe sayan tepkileri ortada.
Batı kültürünün giderek yanlış algılanıp işlerine geldiği gibi taklit edilmesi bu sorunun daha da devam edeceğini gösteriyor.
Oysa büyüklerimize saygı ahlaki değerlerimizin de temel taşıdır ve titizlikle uyulmaya çalışılmalıdır.

Bu bilgiler doğrultusunda pek tabii ki tercih sizin, hayat sizin hayatınız çünkü!