Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

14 Eylül '08

 
Kategori
Söyleşi
 

Onlar KOCAMAN çocuklar ''Emoş''

Onlar KOCAMAN çocuklar ''Emoş''
 

Melekler yüreğinden öpsün ''Emoş''


Sevgili KOCAMAN çocuklar,

Sizlere gönülden borçlandığım ve bunun manevi yükünü her zaman ruhumda hissettiğim ve bu söyleşi tamamlanana kadar da hep hissedeceğim, sizlerin bana karşı haklı olduğunuz kırgınlıklarınızla ara sıra dile gelip hatırlattığınız, benim de türlü dert ve sıkıntılarımdan, iş, güç, vs. koşuşturmalarımdan dolayı da zaman ayıramadığım ama hep sizin anlayışınıza sığınarak, gecikmeli olarak da olsa devam etmeye çalıştığım ''onlar KOCAMAN çocuklar'' söyleşilerimize kaldığımız yerden devam etmek istiyorum!

Bugünkü KOCAMAN kızımız yani dünün küçük Emoş'uyla birlikte bir söyleşimizde daha beraberiz..

Sevgili Emoş, bana olan kırgınlığınızı almaya ve ''Nasıl bir çocuktunuz?'' bunu sorup, öğrenmeye geldiğimi söylesem, şimdi; beni affeder misiniz? :(

Ben annemin anlatmasına göre yürümeden önce konuşmayı öğrenen bir çocukmuşum. O gün bu gündür de hiç susmamışım gördüğünüz gibi :)) Çocukluğumla ilgili bu olay beni çok güldürüyor hala. Düşünsenize yürüyemediği için oturduğu yerden oraya buraya laf yetiştiren bir laf ebesi...İlahi ben

2 - Hiç unutamadığınız bir çocukluk anınız var mıdır?

Bu sorunun cevabı biraz uzun olacak Sabiş ablacığım ama inan çocukluğumla ilgili aklıma gelen ilk anım budur hep. Biz halamın kızıyla hiç anlaşamazdık. O sinsi sinsi yapardı yapacağını ben avaz avaz ağlardım sonuçta da azarı hep ben işitirdim o da gülerdi kıyıdan:) Neyse yaşımız 5'dir en fazla halamın evindeyiz bu kuzen kavga etmeyelim diye ikimize de aynısından alınan mavi boncuklu bileziklerden benim bileziğe ait boncuğumu ele geçirmiş pis pis sırıtıyor. Ne olduysa onun ortalıklarda olmadığı bir anda masanın üstünde unuttuğu boncuğuma tekrar sahip olmak için ondan saklama gereği duyduğumda oldu. Çocuk aklı işte saklasana cebine, ama ben daha güvenli bir yere sakladım onu nereye biliyor musunuz, burnuma!!Hiç abartmıyorum kare kare aklımda hepsi. Gece olunca annemin burnumdaki şişliği görüp de şüphelenmesi küçük bir el feneriyle babamla ikisinin bir telaş burnuma bakmaları, babamın söylenmeleri. Sonra hastanenin asansöründe annemi, babamı ve yabancı bir amcayı hatırlıyorum. Sonrasında da elinde metalden birşeyi burnuma sokan doktoru ve burnumdan mavi boncukla birlikte fışkıran kanı, canımın yandığını...Güler misin ağlar mısın işte:)

3 - İlk okulda öğrendiğiniz ve severek hatırladığınız bir okul şarkısı var mıdır?

Evet ilkokul 1. sınıftayız müsameremiz var. Benim sesim güzel ya, öğretmen bu görevi bana verdi, müsamere şarkısını ben söylüyorum. Müsamere gününe kadar evde herkesin kafası kazan oldu aynı şarkıyı dinlemekten. Annem hamile o zaman küçük kardeşime. Kardeşimin adı "Duygu" olsun diye tutturmuşum. Ama babamın aklına öyle bir işlemiş ki söylediğim müsamere şarkısı nüfus cüzdanını çıkartmaya gittiğinde "Duygu" yerine "Ayça" yazdırdı:) Şarkının küçük bir bölümünü yazayım: "Ayça güzel bir kız idi, güzeldi/ o yanlızca bir sarayda yaşardı/ dikenler onu kapattı/cesur bir şehzade geldi, vurarak kesti dikeni...Laylay la lay lay.

4 - Çocukluk arkadaşlarınızın arasında ilk aklınıza gelen kimdir?

Seda, hala görüşürüz. Benim canım arkadaşımdır o. şimdi çok uzaklarda (Trabzon'da) ama yüreği her zaman benimledir, benimkisi de onunla...

5 - Mahalledeki arkadaşlarınızla hangi oyunu daha severek oynardınız?

O kadar dolu dolu bir çocukluk yaşadım ki ben ne oyunlar oynardık, bazen oynayacak oyun kalmazdı da biz uydururduk.Ama bir numaralı oyunumuz "yakantop"ve "dokuztaş" oyunuydu.

6 - Hangi komşunuzu sevgiyle hatırlıyorsunuz ve sizi komşunuzu sevmeye iten sebep neydi?

Tüm komşularımı sevgiyle hatırlıyorum. Çünkü komşuluk benim çocukluk dönemlerimdeymiş.Şimdi de aynı mahallede aynı komşularla bir aradayız yine ama sanırım yaşam şartları, ekmek kavgası, dünya koşuşturmacası ve gelişen teknolojiye paralel olarak gelişen yalnızlıklara mahkum edildik.

7 - Çocukken en çok neyi hayal ederdiniz?

Vallahi Sabiş ablacığım benim gerçek hayatla pek bir ilgim yoktu ki. Hep hayal dünyasındaydım zaten. Bir sürü hayalim vardı rengarenk. Hala da zaman zaman yaşadığım zamandan kopar ve hayallere dalarım:) Çocukluktan kalma bir alışkanlık galiba. O yüzden "en çok" diye sınıflandıramayacağım hayallerimi. "Birçok" du çünkü...

8 - Çocukken en çok sizi neler korkuturdu?

Annem:)) "Tülaaaay, eve gel artık ben gelirsem fena olacak" dedi mi kuzu kuzu eve geçerdim.

9 - Çocukken okuduğunuz ve etkisinde kaldığınız bir kitap var mıdır?

Halamın genç kızlığında biriktirdiği aşk romanları, cep fotoromanları, babamın "tommiks, teksas, zagor vs."lerini ele geçirmiştim de bir dönem hepsini bıkmadan sırayla okumuştum. Her birisi düş dünyamda farklı bir etki bırakmıştı tabi. Çocuk dizilerinden de en çok beni etkileyen "heidi" olmuştu.

10 - Çocukluğunuzda gönül hoşluğuyla yaptığınız bir iyilik hatırlıyor musunuz?

Evet yine halamın kızlarından birisi ile 3 küçük yavru kedi bulmuştuk. Anneleri yoktu. Yeni doğmuşlar. onları bir çayıra bıraktık, güzel kartonlardan yuva yaparak. Ertesi sabah herkes uyurken buzdolabında süt, peynir, efendime söyliyeyim, kıyma ne bulduysak kaçırıp soluğu bizim minik yavruların yanında aldık. Ama gece yağmur yağmış üzerlerine, ıslanmışlar, sesleri bile çıkmıyordu ve titriyorlardı. 3 yavru kedi ölmek üzereydi bulduğumuzda. Hemen onları güzel sardık sarmaladık kumaş parçalarına, kuruttuk, ısıttık, hayata döndürdük. 3 Küçük hayat kurtardık o küçücük bedenlerimizle.

11 - Büyüklerinizin size tembihlediği en az üç(3) nasihatı saymanızı istesek bunlar neler olabilir?

1- En zor durumda kalsan bile asla yalan söyleme
2- Arkadaşlarını gelip de bana şikayet etme (Cocukken annemin meşhur lafıydı. Haklı da olsam asla dinlemezdi:) )
3- Yemek yerken konuşma ( hiç susmadığım için sık sık duyduğum bir laftı:))

12 - Ailenizin size getirdiği yasaklardan hangisine daha çok tepki verirdiniz? Neden?

Ailem bana hiç yasak getirmedi ki...Bu soruyu o yüzden yüksek müsadenle cevapsız bırakmak istiyorum.

13 - Hangi oyuncağınızı özleyerek hatırlıyorsunuz?

Aslında öyle hiç özel bir çocukluk oyuncağım olmadı benim. Sebebi ise biz bir mahalle dolusu çocuk biraraya gelerek oyunlar oynardık hep. Bu oyunlar da genelde top'la oynanırdı. Bir sürüde oyuncağım vardı. O yüzden oyuncak kıymeti bilip de birisini özel ilan etmedim hiç...

14 - Uçmak mı? yürümek mi? yüzmek mi?

Yüzmek, yüzmek, yüzmek.

15 - Küresel ısınmayla mücadele için, bizlere örnek olacak ne gibi alışkanlıklarınız var?

Deodorant kullanmıyorum ve elektiriği, suyu mümkün olduğunca az tüketmeye çalışıyorum. Ağaç dikmek istiyorum bir de çünkü yeşil alanlarımız artan nüfus ile birlikte azalıyor. İlerde küresel ısınmanın yanında bozulan bu ekolojik denge de insanlığı sıkıntıya sokabilir. Herkese tavsiye/rica ediyorum. Ağaç dikme dönemlerinde üşenmeyelim, ertelemeyelim bir ağaç dikelim. Dikili bir ağacınız olsun, siz göçüp gitseniz bile sizin ellerinizde hayat bulan o ağaç büyüsün, yeşersin, yaşasın, yaşatsın...

16 - Aile dendiğinde sizin aklınıza ne geliyor?

Sevgi, huzur, güven.

17 - Ailece bir araya geldiğinizde (sizin ailenize has) geleneksel olarak yapılan (olmazsa olmaz) hangi yemekler olur o an sofranızda?

Mantı, suböreği, dolma, baklava ( karnım acıktı şimdi)

18 - Yapmayı ya da yaşamayı isteyip de gerçekleştiremediğiniz içinizde ukde kalan bir şey var mıdır?

Zamanı geri alma şansım olsaydı eğer Psikoloji üzerine eğitim alıp bu alanda uzmanlaşmayı isterdim. Biliyorum hala geç değil ama ben okumaktan yoruldum:)

19 - Hangi mevsimi seversiniz?

İlkbahar. Yeniden doğuş, uyanış, canlanışın mevsimi. Ne yazın sıcağı gibi kavrulursun, ne kışın soğuğu gibi donarsın. Hepsinin yeri ayrı gerçi ama ben baharı daha çok seviyorum.

20 - Elinizde olsa gelecek nesillere faydalı olacak neler yapmak istersiniz?

Gelecek nesillere yaşadığım dünyayı "yaşanabilir" bir şekilde bırakmak isterdim. İşsizlik sorunlarının olmadığı, yurtta ve dünyada barışın hakim olduğu, yeşilin, mavinin renklerinin solmadığı. Güzel ve yaşanılası bir dünya.

Gönül notum:
Bu geciken söyleşi için, sizden ne kadar özür dilesem ve teşekkür etsem azdır.. Gönlünce ve sağlık huzurla yaşa sevgili kardeşim Emoş, ''Melekler yüreğinden öpsün''

''Milliyet Blog Ailemiz''

Sevgili Sabiha (Sabiş) ablacığım sorularınla çocukluğuma gittim, güzel vakit geçirdim ve çok eğlendim inan. Emek verip, sevgini de içine katıp beni de bu tatlı söyleşiye dahil ettiğin için çok teşekkür ederim. O güzel yüreğinden öperim. Sevgiyle...

Emoş, diyor ki ''BEN'CE'' http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=226500 ve bu ''Ben'ce'nin'' altında ki anlatılmak istenenleri öğrenmek de bu sayfaları ziyaretimizle gerçekleşecek.. E ee buyurunuz o zaman daha ne bekliyoruz.. :)

Söyleşiye katılan dostlarımızın isimleri ve söyleşi linkleri:

Alev Meisel (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81365
Celal Çelik (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90208
Aydın Sevinç(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=82411
İlyas Bayram (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=84955
Zeynep Gülay Kibaroğlu (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=101023
Ufaklık (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90406
Kwan Yin (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86021
Aydın Tiryaki (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79270
Sema Çürük (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92141
Muzaffer Cellek (şükür söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=98929
Vakayinüvis ''Gülname Kurtgöz''(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=78875
Ali Gülcü (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=87829
Ohannis(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=7960717
Özgün Kaplama (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81520
September1özlem (Özlem Gürlük) (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93157
Mehtap Erel(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80828
Talip Bölükbaşı (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92950
Metin Özkaya (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=84083
Okan Tınmaz(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80033
Coşkun Karabulut (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=85479
Murat Ertaş (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=102648
Ahmet Balcı (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=88021
Pirmete(söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=80439
Faruk Sürener (Tarik) (söyleştuk) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=82830
Ahmet Yılmaz (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93521
Alaattin Bender (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=88520
Yakamoz35 (Murat Gülcek) (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=100328
Arif Öğütçü (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=88956
Shalimar (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=99406
Savaş Şakar (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=91485
Ahmet Üstündağ (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93877
Alyoşa Hülya Gülcek (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=109649
Emoş (şükür söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=132072
Akar (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=133578
Dilek Ç. (söyleştik) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=144134


Sevgili Dostlarım,

Göstermiş olduğunuz sıcak ilgiye ve de değerli katılımlarınıza çok teşekkür ediyorum.

Gönül notum:

Eğer aklınıza ve yüreğinize ''neden hep aynı sorular?'' diye, bir soru işareti düşmüşse Kİ
düşünmüşünüzdür mutlaka ''hayat hep aynı'' ama biz canlılar, farklı zamanlarda dünyaya geliyor, farklı duygular hissediyor ve farklı hayatlar yaşıyoruz... Anlıyacağımız, ''Hayatın soruları aynıdır. Çünkü; yanıtları farklıdır. Bizler o farklılıkta saklıyız'' da ondan efendim..

Söyleşi Yönetmeni: Çingen Sabiş.

 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..