Haydi gelinlik denemeye gidiyoruz!!
deneyimlerinizi görsel malzeme ile birlikte www.beyazduvak.com da yayınlayabilir miyiz? kolay gelsin ekrem pehlivan
28 Şubat 2011 00:47İçkilerin efendisi: Rakı
Ne diim. Kişinin kendini bilmesiyle ilgili erdemlerin yazılı olmayan kanunları olan güzel bir toplumda yaşıyoruz. Yeni yasak ve tedbirler, her ne hikmetse ilk olarak içki ve sigarada uygulanıyor. Şaşırtıcı biçimde hızlı, disiplinli ve acımasız. bakalım keyfimize daha nerelerde turp suyu sıkılacak.. not: sigara içmem ama yasakların bu derece insani ölçülerin dışına çıkmasına hayret ediyorum. sevgiler
10 Aralık 2008 13:30Haydi bakalım…
farkında bir türk kadını görmek içimi biraz ferahlattı. ÖZgürlük tanımlı kafeslere, örtülere, burkalara girmeden özgürce düşünen, erkeğin en yakınında, onun olduğu her yerde... Erkek sofralarının mezesi olmadan, ahlak ve namus açmazlarına girmeden kadın, eş, sevgili olmanın keyfine ve erdemine varmış... ne mutlu size ve sizin gibi düşünenlere.. sevgiler
26 Şubat 2008 18:33Özlediğim adam; babam
boğaz köprüsünden akan araçların ışık seline bakan Ortaköy Dereboyu'ndaki bekar evime babamın ilk gelişinin gecesiydi. Onu daha önce görmediğim biçimde insan, arkadaş ve erkek olarak görmeme neden olan gece. uzun uzun ağladığını, hüzünlendiğini bana bir başka, bir daha görmeyecekmiş gibi baktığını hatırlıyorum. Erkek erkeğe, annemim gölgesiden yoksun o özel gece her ikimiz için de dönüm noktası olmuştu. Onun öfkeli, sinirli görünümünün altında yumuşacık bir insan bulmuş çok şaşırmıştım. Sadece kendi babam değil bu ülkede tanıdığım pek çok kız veya erkek arkadaşımın babalarında benzer duyarlılığı, insaniliği hep gördüm. Özelliklle babaların kızlarına karşı ve kızların babalarına karşı özgün bir diyalogları, akışları olduğunu şimdi ondördüne gelen kızımda yaşıyorum. Sevgili mavili, belirtmem gerekir ki bu topraklar ancak yazıldığı zaman değeri anlaşılan yazılmamış sevgi ve öykülerle dolu. Babanı, kızlarını yere göğe sığdıramayan bu toprakların bütün erkeklerini saygıyla selamlıyorum.
17 Şubat 2008 00:44Ama sen bana uzun uzun...
Aşk ve ayrılık acısı en büyük dönüştürücü, geliştiricidir. Bu nedenle Cemiel'nin acısı ve yalnızlığı önünde şapka çıkarıyor, ona kendisini toplayabileceği 24 saatten bir haftaya kadar bir süre tanıyorum. O süre içinde kendisini toplasın yeni maviliklere yelken açsın. sevgiler
23 Kasım 2007 09:35Beşinci güneşin ısıttığı halk...(3)
ne zaman lvi bir amaç olsa hemen bir kurban bulunur oracıkta.. tarih aslında biraz kurbanların da tarihi değil midir? Kurbanların kurban edilirken bile vakur ve cömert vericilikleri cenneti bile bazen gölgede bırakır bana göre.. bir gün, kurbanlar olmasa diye dileyeceğim ama ya tutarda cennetsiz ve tanrısız kalırsak.. görüşemiyoruz epeydir.. yoğunluklara devam sanırım.. sevgiler..
04 Kasım 2007 23:35Bir aşk masalı
ben seçimdeki uslubun eksikliği anlamaına gelecek bir şey söylemedim. bazen hepimiz o an bir şeydene tkilenerek seçmişiz ve sonucuna katlanmışızdır. defalarca oynatırsan sahnedeki hataları görmek mümkün, yaşarken bu hızda analiz edilemiyor tabi.. zaten bizde yaşanmış olana bir gönderme yapmıyoruz, o yaşandığı haliyle güzel.. acaba gelecek için bir ışık var mı veya olmalı mı? diye bakıyoruz.. yoksa öykü çok güzel, anlatımda öyle.. sevgiler..
16 Ekim 2007 00:47Bir aşk masalı
iki taraf içinde farklı bir deneyim, sanırım öykünün kahramanı gördükleriyle inananlardan. gördüklerimizin yanına başka kriterler de eklemeliyiz. sıcak bir nefes, tatlı bir bakış bazen yetmeyebiliyor. başka kriterlere ihtiyaç var.. "Yatacak çok kız var diyen" birine anında kepenkleri kapatacak bir bilince sahip olmak lazım. ama sözle olmuyor işte.. sevgiler
15 Ekim 2007 17:46Ben bu İzmir' in...
her şehrin bir hafızası ve genetik kodları vardır, buna ben inanıyorum. İzmir'e ilk geldiğimde çok şaşırmıştım. Bu denli sukunet ters gelmişti bana ve anlayamamıştım. İzmir çok derinlerinde güzellikler taşıyan sakin ve güzel bir koy gibi gelmişti bana. Arada bir bu koyu ziyaret edip sevgilimle hasret giderebilirdim. Bu iyi olurdu. Ame ben okyanusların, büyük denizlerin, okunmuş kara parçalarının yani İstanbul'un çocuğuyum. Bütün İzmir'lilere sevgiler.
14 Ekim 2007 18:21St. Petersburg'da gezebildiğim yerler...
tepelerinde dolaşıp, kırağı düşen parmaklarımda sularını emeceğim sonsuz kaynağından.. gitme
Rusya, filozofların sefaletlerini zemin yapıp destanlar yazdıkalrı ülke, sonsuz ve büyük aşkların kitaplara, zaman ve hapishanelere sığmayan öyküleri..
Rusya, masal ülkesi..
Şairlerinden romanlarından boynu bükük ama ruhu asil kahramanlarına kadar uyuyan dev.. Rusya..
Sevgiler büyük şairler romancılar ülkesi.28 Eylül 2007 22:18