“749071 numaralı tembel blog üyesi, yazı başlığını bir güzel kondurmuştur ama lafın devamını getirmekte zorlanmaktadır! Şimdi tutup da ‘ Vay beee! Dile kolay; 1255 Blog yazıp 7896 yorum almışım…’ d..
Ne dersiniz? Var mıdır, aramızda böyleleri? Hani yani yukarıdaki yazı başlığını hak edecek birileri? Yoktur, değil mi? Yoktur elbette… Adları neden bilmem “vefasıza” ç..
Anadolu’da beklenmedik bir icraat olduğu zaman sonuca falan bakmazlar da, “Mala, davara bir faydası var mı?” diye sorarlar adama! Kabul etmek gerekir ki, önemli olan budur, o coğrafyada!
Üyedir bu sonuçta… Kafasının tası atmış olabilir! Çöküp klavyesinin başına; “Şu şöyledir de bu böyledir” diye (Hem de isim vermeden) birilerine bindirmiş olabilir! İster “Yunus’tan” tırtıklasın, is..
İnsan gülerken “zekâsını”… Beğenisiyle “kalitesini”… Kötü havalardaki tavırlarıyla da “naturasını “ belli eder, dostlar. Kabul edersiniz ki “güleç yüzlü” olmak başka, ota moka” kıkır..
Dötlerindeki pampers’e bakmadan annelerinin topuklu ayakkabılarını giyerek şöyle bir salınırlar aynanın karşısında… Fırsatını buldular mı oje, allık, rastık, rimel, mimel… Artık ne bulurlarsa işte…..
Değerli üye “Cem Beraat Çamsarı” arkadaşımız yazmasaydı, ben de yazamazdım değerli dostlar! Neden, derseniz utangacımdır, ince ruhum pek kırılgandır! (Reddedilmeye gelemem!) Ama ne tesadüf..
“749071 numaralı MB üyesi uçaktan inince onu yağmurlu bir Berlin karşılar. Vatanında geçirdiği iki hafta çabucak geçmiştir işte. Yorgundur, bitkindir; ( Bir fincan kahvenin 15 liraya satıldığı) İst..
Bahçe kapısının hemen yanındaki akasya ağacı sarı benekli beyaz salkımlarını gururlu bir şekilde sergilerken; kömürlüğün hemen önündeki –adını bugün bile bilmediğim- o dikenli ağaç ise beklemedeyd..
“Hapı yuttuğumuzun resmidir” desem yeridir arkadaşlar. Ben ki “iyimserlikte” kantarın topuzunu kaçıranlardanım ama bu yeni “durum” karşısında dehşete kapıldığımı itiraf etmeliyim! Oy..