Genelde öykü kitaplarından pek haz etmem. Öykülerden birinin damakta bıraktığı tadın hatırına kitabın geri kalan tatsız tuzsuz öyküleri de okunur.“Duvargeçen” de farklı değildi. Kitaba adını veren..
1996... Yemekhane nöbetinde sıra bizde. On beş kişi kadarız. Tüm gün boyunca mutfaktan yemekleri taşımak, masaları hazırlamak, yemek servisi yapmak, tabak çanağı toplamak, çöpleri boşaltmak gibi görev..
"Temmuz’da" filmini yeniden izledik evde. Eğlendik. Kucak dolusu mısır patlattık, dişlerimizin arası mısır kabuğuyla doldu. Kabuk mu denir o incecik sarı şeylere bilmiyorum. Denmese bile kabuk olsun i..
Evde olmak güzel. Evde olmak, huzur verdiği için güzel. Madem bu şehirden şimdilik ayrılamıyorum en azından evden çıkmak mecbur olmasın istiyorum. Yaşam alanı olmaktan her gün uzaklaşan ve insani ..
Mozaik ya da bisküvi pastasına benzer basamaklardan çıktım. Kapı aralıktı. Zili çalmadım. Rahatsız etmek istemeyen kibar genç kostümüne uygun bir vücut yavaşlığıyla kapıyı ağır ağır itip eşikten içeri..
Hiç Kübalı yoktu içeride. Benim gibi amatör Kübaseverler için yaratılmış olsa da, soluduğum Havana atmosferi yeteri kadar büyüleyiciydi. Ellerine aldıkları içki kadehlerini bel hizasında taşıyan k..
İsim ve numaraların yazılacağı boş sınav kağıtları dağıtıldı. İkisi tahtada yazan sorulardan üçüncüsü bekleniyordu. Kırk beş yaşlarındaki saçı dağınık, hafif göbekli adam koridordan aldığı tuhaf biçim..
Transit yolcuların alınmadığı bir transatlantikte transfer görüşmeleri için transa geçmistik ki köşede duran adamın kök boyayla kök kırmızısı bir göknar ağacının köklerini resmederken köküne kadar bağ..
Benim yüksek sesle müzik dinlemem lazım… Sağıma soluma dönüp takılmam lazım… Peçeteler kağıt, garson cebi kalem olamıyorsa önüme bir klavye çekmem lazım… Başım önde yürürken pencere içlerinden sarkan ..
Evin içindeki tahta basamakları çıkıp, üst tarafı buzlu camla kaplı kapıya yaklaşırken is kokusu geldi burnuma. “Sobanın başında olmalı” diye düşündüm. Kapının önünde duralayıp nefes alışımın normale ..