Ankara Bahçelievler’de Akdeniz Caddesi üzerinde bir park vardır. Otuz yıl önce buraya geldiğimde de vardı. Eskiden burada Ankara’nın derelerinden birinin aktığını, o dere ıslah edildikten sonra bu pa..
Yetmişli yıllarda duvarlarda sağdan sola her siyasi görüşün sloganlarını ve kısaltılmış adlarını görürdük. Seksenler boyunca daha zayıf boyalarla kapatıldığı için aynı yazıları silik şekilde görmeye d..
İnebolu’ da bayram sofraları zengin olurdu, aynı sofrada birkaç çeşit tatlı görebilirdik: Baklava, sütlaç, bakla dondurması, nişasta... Bayram sofralarının tatlısıdır bakla dondurması. Bildiğimiz..
Babaannemin elinde şişleri ve örgü ipini görünce hemen yüzden başlayıp geriye sayardım. O ilmekleri sayarken ben de sayıları seslice sırayla saydığımda yanıltmayı başaramazdım, o zaman bulmuştum geri..
Hep kelebeğin ömrü konuşulur da sabah çiçeğinin ömrü konuşulmaz. Sabah gün ışıyınca açar sabah çiçeği, daha öğle bile olmadan solar gider. Bahçelerin ulaşabildiği en yükseklerinde sabahın güzelliğidi..
Evlerin hemen hemen her odasında bir dolabın içinde küçük banyolar olurdu. Bu banyolar "hamamlık" olarak adlandırılırdı. Köydeki evimizdekilerin aynısından İnebolu’daki evimizde de vardı.Hamamlık ..
Evde babaannemin misafirleri vardı, biz de diğer odalarda sessizce koşturmaca oynuyorduk. Bu sırada köşede üzeri havlularla sarıp sarmalanmış şeyin yoğurt olduğunu, çarptığımızda dökülünce anladık. ..
Bu yaz hergün pencereden elimi uzatıp ağacın dalından erik kopartıp yiyordum. O evde oturduğumuz çocukluk günlerimizde pencerelerden erişebileceğimiz ve meyvelerini kopartabileceğimiz ağaçlar yoktu. P..
1970 yılında İnebolu’da Yeniyol İlkokulu’ndan mezun olduktan sonra İnebolu Ortaokulu’na kaydımı yaptırmak için belgelerimizi tamamlayıp büyükbabamla birlikte ortaokula gittik. Ortaokul binası İnebolu’..
Seksenli yıllarda Ankara’ da da kitap fuarları olurdu. O fuarlardan birinde İsmail Cem kitabını imzalıyordu. 10 yaşlarında bir çocuk annesinin elinden aldığı kitabı İsmail Cem’ e uzatınca çocuk ve İsm..