/bir kendime bakıyorum bir çerçevedeki resme orda tutuklu kaldığına seviniyorum bende hükmü kalmayan fasl-ı bahar geçmemiş yüzünde/ hadi, tuzlu suyunla sen yine..
kara bulutlarını savamazdı kokusu güzdü yağmura benzerdi ıslak bakışlı yüzü üşürdü rüzgâr gülü kendinden alacaklı açamadığı, demir parmaklıklı dünyası yanardağl..
/hiç kimse, ama hiç kimse anlatmamıştı ki çocuğa anneler ölür diye/ ne kaldı geriye senden ayaklarımı sürüyerek geldiğim bu hüzün veren şehir<..
adımı yazardı yazlık sinemanın dış duvarlarına ben silerdim, o yine yazardı gözlerini açıp, kocaman bakardı meğer âşıkmış bana korkardım bakmaktan ona bak..
gece gezginidir gözleri artık her adımında, uçuruma daha yakın yürürken zaman sarkacında, gündüzü sallanır darağacında yine de, sevinçlerini açar bu gidişe, göz bebekler..
/eski aşklara.../ aşktı / saftı bir hatıra defterinin yırtılan yapraklarında kaldı “ne çok yakışıyorlar birbirlerine” demişlerdi o ağacın altında sadece bir kez değ..
kızar kükrerim ateşten lâv atarım kendimi geceye lâl azgındır denizim çoğu zaman kasırgalara salar gemimi bulurum bir dalgakıran son..
/her salisesi nabzımda sensizliği vuruyorken bilmiyor, kendince neşeli guguklu saat/ gözlerine mil çekip, içini basan kış birden ikiye atlatmıyor insanı<..
Hâlâ bitmeyen bir şeyler var direnen ve hâlâ direnmekteler… çocukluğumda yolu kesilen/ lerin derine gömdüğü öfke/de gözlerimden çekip çıkaramadağım o kin /o mânâ..
tövbelere durup durup yeniden döndüğünün geceye son batmışlığıyla sürünüyorken derinden çınlayan bir ağıttı artık içindeki kulaklarda duyulmayan eprimiş sevdada..