Sanki o yaşananlar benim hayatımdan bir parça değildi. Cumartesi ve pazar gününü hiç yaşamamış gibi oldum. Ne zaman mı ? Bugün hastahane ile ilgili yarım kalan bürokratik işlemleri yapabilmek için..
Doktor başı öne eğik bir biçimde elime tutuşturuverdi raporu.." Yakınınız mı dedi. .. Allah sabır versin!! " Diyalog bu kadardı.. Ondan sonra söylenecek bir şey kalmamıştı.. Bir ay ömür b..
Bugünü yaşarken dünü harcama!! Hep yapmazmıyız bunu.. Dün yaşadıklarımızı bir çırpıda unutmaya çalışırken, yaptığımız hataları, sevgileri, sevgisizlikleri, doğruları sanki hiç yaşamamışcasına unut..
Kaybettiklerimin arkasından garip bir duygu kaplardı içimi. İsterdim ki yıllar hemencecik geçsin. Uzaklarda kalsın acılar, hüzünler. Unutma çabası değildi bu ama. Anlam veremediğim bir kaçış öyküsüydü..
Yağmurun sesini dinledim. Öyle güzeldi ki.. Uzaklara saklanan seslerimi hissettim.İskambil kağıtlarından yapmaya çalıştığım evimi hayal ettim . En ufacık hareketimde yıkılıverecek olduğunu bildiği..
Sonbaharın kendini göstermeye çabaladığı günlerden birinde kadın ağır adımlarla ilerliyordu. Aslında gittiği yerin çok istediği ama bunu ifade edemediği yer olduğunu sadece kendisi biliyordu....
Çakıl taşlarımı kaybettim. Büyük özenle biriktirdiğim, içine yosun kokusunu sindirdiğim. Her birini elime aldığımda, beni uzak diyarlara götüren.Yeni açmaya başlayan bahar çiçeklerim solmaya yüz..
Düşünüyorum da internet olmasa biz ne yapardık acaba? Gazete almaya gerek var mı? İnternette tüm gazeteler bir tıkla karşımızda. Herhangi bir ürünü alacağız. Karar vermek çok zor. Çeşitleri ile tık ka..
Yürümeye başladığım anda beni kovalıyordu yağmur damlacıkları.. Ben yürüdükçe peşimden geliyordu.. Beni kollarına aldığında bırakmıyordu.. Kolum kanadım kırık halde sadece onu görüyordum.. Gökkuşağını..
Yüzüme bak diye fısıldadı adam. Kadın duymuyordu. Gözlerime bak dedi adam. Kadın görmüyordu.Tükenmiş anlamlı yüzü karanlıktı. Genç kız 16 genç erkek 17 yaşındaydı. Aynı lisede okuyorlardı. Boş de..