Petro, işaret ve orta parmağını demir halkaya sokarak, tahta kapağı kaldırıp sağ ayağının yanına koydu. Evinin giriş kapısının solunda, devasa bir lamba şişesini andıran, karanlık sarnıcıydı, eği..
İkindi üzeri iki kişi konuşmadan yürüyordu gömütlükte. Güneş de kızgınlığından bir şey kaybetmemişti. Çamlarda ağustosböcekleri aralıksız ötüyordu. Kuru otlar, çalılar arasında kalmıştı gömütler. Yıl..
Kalın duvarla çevrili bahçenin ortasındaydı, Hasan’ın iki kat, toprak damlı taş evi. Çardağındaki divana oturmuş, kenger kahvesini yudumluyor, çubuğunu tüttürüyordu. Dumanla birlikte aklı da dağıl..
Ağabeyimin güdüp getirdiği öküzlerimizi derede sulamış, koca cevizin dibine bağlamıştım. Öğleden sonra onları ben güdecektim. Ağabeyim ise Çakır Deresi’ndeki değirmenden bulgurluk sarı buğday almaya ..
İlk öykü kitabım, Etik Yayınları tarafından, TOROSLAR’DA YAŞAM ERKEN BAŞLAR adıyla Mart 2008 tarihinde basıldı. 175 sayfalık kitap, 34 öyküden oluşmaktadır. Kitabın 7 sayfalık önsözünü de Vecihi Ti..
Orta boylu, tıknaz bir adam, sırtında üzüm küfesi, ağır adımlarla tırmanıyordu tozlu dar yolu. Şıhranaya varınca indirdi onu sırtından. Hafifçe eğdi koca sepeti; sol eliyle altından, sağ eliyle de..
“Perişan olduk, baba” diyor, Muhtar. Yaşlı adamsa yanıt vermiyor oğluna ve dikmiş gözlerini, evinin önündeki bahçeye bakıyor. Birkaç damla gözyaşı da kayboluyor uzun sakalında. Sararıp solmuş b..
Su damlıyordu, tahta balkonu ayakta tutan iki direğe gerilmiş telde asılı mayolardan. Duvara dayalı sedirde kitap okuyordu, orta yaşlı bir adam. Kısa pantolonlu, üstü çıplak. Eşi ve çocuklarıysa iç..
Bir poyraz dökmüştü, tükürüğü havada donduracak cinsten. Kaldırıp atmaya çalışıyordu balıkçıların bürünüp yattığı battaniyelerini. Küçük koyda demirli sandalsa, kayalara ha çarptı ha çarpacaktı...
Kızılçam ormanında bir süredir yılan gibi akıp giden dar ve bol dönemeçli asfalt yol inişe geçiyor. Soldaki kayaların üzerinde, pürenler yeşermiş yaşama meydan okurcasına. Ama küçük bir çana benzeyen..