Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '15

 
Kategori
Sosyoloji
 

CHP'nin terörle valsi: Ata'ya ihanet!

CHP'nin terörle valsi: Ata'ya ihanet!
 

Yazılarımı okuyanlar bilirler ki, Kemalizm'in ülkemizin gerçeği ve belki de kurtuluşu olduğunun en ateşli savunucularındanım. Elbette Kemalizm'in ne olduğunu bilenler dediğimi anlayabilirler. Kemalizmi alkolizmle karıştıranlar, ülkesini çok sevenleri kendi görüşünden olmadığı için acımasızca etiketleyenlerin anladıkları tipten bir Kemalizm değil bu.

Yazdıklarımı anlamak için önce bu yazıda adı geçen Kemalizm'in ne olduğunu bilmek gerekiyor. Ancak uzun uzadıya anlatacak değilim. Merak edenler aşağıdaki yazı dizisinden okuyabilirler.

Kemalizm nedir yazı dizisi: Bölüm 1, Bölüm 2, Bölüm 3

Ayrıca daha önce de CHP'nin ne üdüğü belirsiz, neyi savunduğu belli olmayan, araba tekerinden don lastiğine kadar geniş yelpazede bir dolu saçma sapan adamın doluştuğu bir parti olmaktan derhal kurtulması gerektiğini anlattığım bir yazı kaleme aldığımdan bunu da buraya ekliyorum ki tekrar olmasın. İsteyenler o yazıya da BURADAN ulaşabilirler.

Bu yazıda ise CHP'nin en temel sorunu olan PKK ile dansını ispat meselesini ele alacağım. Şimdi lafı uzatmadan mevzuya girelim.

CHP neden %30'u bile göremiyor.

Atatürk'ün kurduğu, devletin kurucusu olan bir parti nasıl olur da bir türlü toplumun tevecühüne nail olamaz? İşte en basit şekilde bu konunun analizi.

1) CHP, parti logosunda bulunan hemen hemen hiçbir ilkeye uymamaktadır. Bugün CHP'nin içine doluşmuş terör ve yasadışı örgüt ajanlarının partiyi getirdiği nokta içler acısıdır. İşte altı oktan geriye hiçbir şey kalmadığını gösteren acı örnekler...

*Milliyetçilik: Mustafa Kemal'in tüm ülkeyi kucaklayan, etnik ayrımı kesinlikle reddeden, yalnızca ülkenin çıkarlarında tereddütsüz şekilde yek vücut olan insanların bir araya gelmesini öngördüğü milliyetçilikten eser kalmamamıştır.

Uzatmaya gerek yok. Ülkenin çıkarına tüm konulara muhalif, PKK yararına tüm işlere okey diyen Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün ve PKK'lıları şehit olarak gören İzmir milletvekili Hülya Göven'in içerisinde bulunduğu CHP'nin milliyetçiliğinden söz etmek mümkün değildir.

Hülya GÖVEN'in PKK açıklaması için TIKLA

Hüseyin Aygün'ün PKK açıklaması için TIKLA

*Halkçılık: Mustafa Kemal'in halkçılık anlayışında halkın çıkarları her şeyin üzerinde tutulmaktadır. Halkın bir kesimini "Bizdendir" deyip diğer kesimini "Bidon kafalı" diye dışlamak; bir kesimini aydın diğer kesimini "geri zekalı" olarak adlandırmak gerçek bir Kemalist'in rüyasında bile yapmaması gereken hatalardır.

Partide Eskişehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşsen Hoca gibi gerçek halkçıların nesli tükenmek üzeredir. Büyükerşen'i de sanıyorum ki sadece halk çok sevdiği için hala partiden atmaya korkmuşlardır. Zaten kendisi de esasen bir CHP değil DSP belediye başkanıydı. Ecevit'in vafatından sonra en yakın görüş olarak CHP'ye geçmiştir.

*Devletçilik: Devletçilik politikası Mustafa Kemal'in henüz gelişimini sağlayamamış, ekonomik gücü oturmamış Türkiye için geliştirdiği bir görüştür. O dönemde ülkenin hızla kalkınması için gerekli ve en hızlı modeldi. Ancak Atatürk'ün kendisi bile bu modeli sermaye geliştikten sonra sürdürmeyi düşünmemiştir. Hele hele bugünün dev işadamları ordusuna sahip CHP'sinin "devletçiyiz" demesi komiktir. Zaten dedikleri de yoktur. Bu görüş paşamızın o dönem için ihtiyaca binaen ileri sürdüğü bir modeldir. Doğal süreç içerisinde devre dışı kalmıştır.

Devrimcilik: Mustafa Kemal'in küllerinden doğan biir ülke yaratmak konusundaki yeteneğinin son noktasını temsil eden bu görüşün bugünkü CHP ile en ufak bir ilişkisi yoktur. CHP'nin yaptığı en büyük devrim Atatürk'ün partisinin içerisine PKK'lıları doldurmak gibi negatif bir işle iştigal etmektir. Bu kafadakilerin paşamızın devrimciliğini ağzına almaya dahi hakları bulunmamaktadır.

Laiklik: CHP'nin ülkeye ettiği en büyük ihanet laiklik ilkesinde gizlidir. Laiklik Fransızca dinsizlik anlamına gelse de atamız bu ilkeyi ülkedeki yabancıların kontrolüne girmiş olan din kılıfına gizlenmiş hainleri ortadan kaldırmak için getirmiştir. Atanın kesinlikle dinsizlik gibi bir niyeti olmamıştır. Zaten Kuran'ı Türkçe'ye çevirtmesinden ve herkesin ibadetini daha fazla anlayarak yapmasını sağlamasından bu net şekilde anlaşılmaktadır.

Bugünün ve hatta Atatürk sonrası tüm dönemlerin CHP'lileri sosyolojiden ve Kemalizmden bir halt anlamayan adamlardan oluştuğundan %99'u Müslüman ve dini hassasiyetlere sahip insanımızın özgürlüklerini kısıtlayarak, onları Kemalizmin kucaklayıcı çemberinin dışına itmişlerdir. Tabi ki kendileri de bu çemberin dışına sürüklenmişlerdir.

Oysa laiklik demek dinden tamamen uzaklaşmak demek değildir. Baş örtüsünü takarak da bu ülke için canını dişine takarak çalışmak mümkündür. İçki içmeyenleri veya namaz kılanları "örümcek kafalı" diyerek itip kakmak da laiklik değil dangalaklıktır.

Atatürk'ün laiklikteki amacı kirli işleri din kisvesinin altına saklanarak yapmayı engellemekti. Kurtuluş savaşında milli direnişi kırmak isteyen İngilizler Şeyh'ül İslam imzalı "Kemalin askerleri kafirdir, Kemal'in peşinden giden de dinsizdir" yazıp uçaklardan attırırken bu pisliği kullanmışlardı.

Atatürk de hem insanlar dinin doğrusunu öğrensin diye Kuran'ı Türkçe'ye çevirtip her eve girmesi için binlerce bastırtmış, hem de bu şer yuvalarının dağıtılmasını sağlamıştır. Oysa ülkesini canı gibi seven dininin hürmetkarı insanlar laik bir Türkiye'de ancak ve ancak baş tacı olabilirler.

İşte CHP bunu anlamamaktadır. Yönetimde her namaz kılan gericidir genellemesine varılması yüzünden gerçek CHP ruhu karanlıklara gömülmüştür. Atatürkçü olmak için ülkeyi sevip onun için çalışmak kafidir. Bunu ister namaz kılarak ister içki içerek yaparsınız. Vatana hayırlı iş yapmıyorsanız da ister gece gündüz namaz kılın, isterseniz galonla içki için CHP'nin sizinle işi olmaz. Ancak bugünün CHP'sinde işler böyle değildir. CHP'nin kişiliksiz yöneticileri CHP'yi saçma sapan bir parti haline getirmeyi başarmışlardır.

Cumhuriyetçilik: CHP'nin elinde kaldığı iddia edilebilecek tek maddenin cumhuriyetçilik olduğunu söylersek yanılmış oluruz. Çünkü bunun da içine etmişlerdir. Cumhuriyetçilik ilkesiye birlikte halkın kendi kendisini yönetmesine inanç duyulması demek, ülkedeki teröristlerin ve destekçilerinin de oy alması durumunda seçilme hakkına sahip olması demek değildir. Eğer kurtuluş savaşında İngilizlerin destekleyeceği insanlara da oy verilmesine izin verilseydi, bugün çoktan bin parçaya bölünmüştük.

Bu dediklerimi anlayabilmek için Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve gerçek bir Kemalist olan Vural Savaş'ın "Militan Demokrasi" ve "Militan Atatürkçülük" kitaplarını okumanız yeterlidir.

SONUÇ

CHP, Atatürk'ün savunduğu tüm değerlerin içine ederken ve ülkedeki Kemalistleri oy verebilecekleri bir parti bulma konusunda derin karanlıklara iterken ülkenin sol partisiz kalmasına neden olmaktadır.

Atatürk'ün kemiklerini sızlatan, adını ve ülküsünü de kirleten bu omurgasızların derhal ve yeniden ilk günkü gibi ülkemizin birliği, varlığı ve çıkarları için aynı çizgide birleşmeleri tek dileğimizdir.

Ülkesini her şeyden çok seven ve futbol takımı tutar gibi parti tutmayan herkese selam olsun...

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..