- Kategori
- Haber
"Ev yapacaksan tuğladan, kız alacaksan Muğla'dan"

Prof. Dr. Şadan Gökovalı için belgesel gösterimli şölen var.
Eski beddualar daha mı tesirliydi? Bilinmiyor. Ölmesini istediğimiz kişiler için “ Torpak başına” (Toprak başına) denirdi. Sülale boyu kötülük içinse “ Ocağına incir dikilesice” denirdi. Halen de deniyor.
Fethiye’ye giderken Kaya Köy var. Mübadelede terk edilmiş. Her bir evin çatısı yok. İçinden incir ağaçları türemiş. Kuşlar, bacalarındaki yuvalarından yedikleri incir tohumlarını düşürünce, ağaç olmuşlar her biri.
Muğla’da da evlerin bir sanat şaheseri bacaları var, kiremit ve tuğladan. Ama, kuşlar burada tüneyemiyor. Tuğla dedik de aklıma geldi. “Ev yapacaksan tuğladan, kız alacaksan Muğla’dan” sözü de var. Bu söz, Muğla' da erkek nüfusunun kızlardan çok daha az olduğunu düşündüren söz müdür? . Bu söz, olsa olsa “kız ailesi kızları evlenirken çeyiz olarak dayalı döşeli ev verirler. Ev kızın üstüne yapılır” düşüncesinin özeti olmalıdır her halde. Neyse,
Muğla’da bacalar, o yörenin evlerinde birer simge halindedir. Her ocağı tüten evde bir aile barınır. “Bacası tüten”demek, aile varlığının, o yapıda devam ediyor olmasıdır. Bir bina olmadan da tek bir bacadan bahsetmek abes olmasın diye, konuyu ele aldık, tetkiklerimizi bu yönde derinleştirdik.
Muğla, ülkemizin, Rize ile birlikte en fazla yağış alan yerleşim yerlerinden birisi. Halkımız, bu yağışlardan korunmak için, evin sıcak tutulması için ısıtılması gerek. Dumanı da geri tepmeden onca yağmur ve karışık esen rüzgara rağmen bacasının ise, doğru ve mükemmel olması da, arzulanır. İşte bu düşünce ile bu gün hala daha meşhurlar listesinden inmeyen Muğla bacaları birer efsane şeklinde, günümüze kadar gelmiştir.
Muğla’ya mahsus “Deli memet”olarak isimlendirilen poyrazla karışan yağmurun her yönden yağmasından, bir baca sanayi doğmuştur. Bu etkenden dolayı da Muğla evlerinin bacaları meşhur olmuşlardır.
Osmanlı döneminde el sanatları ve zanaatların, genelde Rum ustalar tarafından oluşturularak yapılan Muğla evleri, bu gün şahaser birer tablo gibidir. Türk ustalar da, 1922 yılına kadar , en güzel mimari eserlerini Gökova ve Akyaka’ya kadar yaymışlardı
Muğla bacaları enteresandır. Yağmur ve bacadan çıkan isli dumanın içeri tekrar girmemesi lazımdır. Geniş cidarlı baca ağızlarına yerleştirilen kiremitler bunda, köprü gibi rol oynamıştır.
Muğla ikliminin yaz-kış değişken esiş konumları vardır. Dumanın geri tepmemesi, bacadan da su girmemesi için ustalar, fikir yormuşlardır.
Her kenarda ikişer alaturka kiremit, oluk yerleri alta gelecek şekilde sırt sırta konarak çatkı yapılır. Böylelikle ikişerden dört kenar hesabıyle toplam sekiz kiremit kullanılmış olmaktadır. Ve her köşede üçgen çatkılar oluşturulur. Tam 28 kiremit ile baca tamamlanır.
Evlerin mimarisini, diplomasız Mimar Nail Çakırlar bu gün ortaya koyarak az ötedeki Akyaka’ları, bir sanat yuvası haline getirmiştir. Eşi Halet Çambel de Osmaniye’deki Karatepe’nin anası Halet Ablayı bulup çıkaran o yerin Valisi İsa Küçük, ölmeden önce Halet Ablayı memleketi Gökova’da sahneye koyarak, gerekli değeri halkla paylaşmıştır. Şimdi merkez valisi olan İsa Küçük’ün bu vefası, Akyaka ve Muğla yöresinde hala konuşulmakta. Bilindiği gibi kendisinin “ “Halet Abla” isimli bir eseri de bulunmaktadır.
Cumbalı ahşap evlerin çatılarını süsleyen bacalar; çevresi tamamen kabartmalarla bezenmiş yuvarlak, dörtgen ve ikiz kuleli olarak baca ustalarınca yapılmıştır.
Ocaklar, bacalar, uzun ve geniş saçaklar, tavan süslemeleri, ahşap süslemeli verandalar, duvarlara gömülmüş dolap biçimli banyolar... Muğla evlerinin tipik birkaç özelliği.
Özellikle Gökoava’ya kadar uzanan bu evler, kentsel silueti kırmızı kiremit çatı-beyaz duvar ve üzerlerinden taşan yeşil ağaçlar üçlüsü ile oluşan armoni içinde, geleneksel kunun özünü oluşturan yapılardır. Büyük çoğunluğu avlulu ve iki katlı olur. Bazılarının sofaları sonradan kapatılmış, yakın devirde inşa edilenler ise, doğrudan kapalı sofalı olarak yapılır. Nail Çakırhan’ın yaptığı evler bu gün hala daha mimari özelliğinden dolayı favoriliği kaybetmemiş durumdadır.
Halet’lerden, Nailler’den sonra, yörenin en önemli insanı, Şadan Gökovalı’dır. Temmuzun ilk haftası, Akyaka Yücelen Otelde, adına düzenlenen bir belgesel gösterimi var. Hayattayken sokak ve caddelere ismi verilen, Muğla’da adını taşıyan görkemli Açıkhava Halk Tiyatrosu bulunan Prof. Dr. Şadan Gökovalı için yöre halkı elbirliği ediyor.
Ne mutlu.
MUĞLANIN MEŞHUR BACALARI.
YÖREDEKİ YAPITLARIN ÇOĞU NAİL ÇAKIRHAN ÇİZİMLİ
HALEN MERKEZ VALİSİ OLAN İSA KÜÇÜK, "HALET ABLA" YAPITI İLE SÜKSE KAZANMIŞTI.
MUĞLALI SANATÇI ÖZBEK, HAKLI BİR BAŞARI KAZANMIŞTI HALET ABLA TEMSİLİNDE.
NAİL ÇAKIRLAR VE EŞİ HALET ÇAMBEL
İŞTE MUĞLA BACALARINDAN.
AZMAKLARDAN
YAZ - KIŞ AYNI GÜZELLİKTELER.
SAKAR TEPELERİNDEN GÖKOVAYA BİR BAKIŞ
İŞTE. NAİL ÇAKIRLARIN EVİ. KENDİ ÇİZİMİ. HALEN BOŞ
ŞADAN GÖKOVALI ADINA MUĞLADA KURULAN AÇIKHAVA TİYATROSU..