29 Nisan Pazar

İktidarı, muhalefeti, sivili, askeri, Basın’ı elbirliğiyle derbeye çağrı yaptık. Türkiye’de köprünün altından gerçi epeyce su aktı. Bir arkadaşımın tabiriyle askerin postalı “rap rap “şeklinde değil, biraz “rep rep” şeklinde ses getirdi. Ama bu kadarı bile yetti.

Bugünkü Basın geldiğimiz noktanın biraz farkında gibi. Ama artık dökülen suyu tekrar kabına doldurmak ve hiçbir şey olmamış gibi devam etmek mümkün değil.

İşte günün manşetleri…

YAZIK ETMEYİN BU ÜLKEYE (Akşam). Akşam gazetesi bir başyazıyla sağduyu çağrısı yaptı.

RESTE REST (Akşam). Genelkurmay’ın köşk seçimiyle çakışan sert laiklik uyarısı gündemi altüst etti.

ÖZGÜR DEMOKRATİK TÜRKİYE (Birgün). Gece yarısı açıklaması, Türkiye’de ve dünyada demokrasiye müdahale çabası olarak değerlendirildi. Darbe geleneğinin demokrasiyi zayıflattığı, dinsel gericiliği güçlendirdiği belirtildi.

ÇÖZÜM DEMOKRASİDE (Bugün). İlk defa bir hükümet, asker açıklamasına demokratik duruşla cevap verdi: “Devletin temel ilkelerine herkesten fazla taraftarız. Demokrasi geri döndürülemez bir kazanımdır.”

ANKARA GERGİN (Cumhuriyet). Genelkurmay’ın açıklaması, hükümeti sıkıntıya soktu. Muhalefet seçim istiyor.

YETER GERMEYİN (Güneş). Dünya gözlerini açmış Türkiye’de olup biteni anlamaya çalışıyor. Olay bilek güreşine dönerse fatura ağır olacak ve yine millete kesilecek.

SEÇİM PAKLAR (Güneş). Köşk seçiminin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi, ardından gelen muhtıra, erken seçimi iktidarın da gündemine soktu.

ILIMLI TELEFON SERT AÇIKLAMA (Hürriyet). Hükümetin Genelkurmay’a yanıt bildirisinden önce Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın verimli ve faydalı bir telefon konuşması yaptıkları açıklandı.

ERKEN SEÇİME DOĞRU (Milliyet). Genelkurmay bildirisi ve hükümetin yanıtıyla doğan kriz Türkiye’yi erken seçim menziline soktu. Muhalefet liderleri arasında dün gece boyu telefon trafiği yaşandı.

HÜKÜMETTEN SERT YANIT (Milliyet). Genelkurmay’ın bildirisini hükümet sözcüsü Cemil Çiçek yanıtladı. Bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır. Demokratik düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır.

YÜKSEK GERİLİM (Posta). Askerin muhtıra gibi açıklamasına Türkiye’de ilk kez hükümetten aynı sertlikte yanıt geldi. Cemil Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Anayasa Mahkemesi eksenli tartışmalar yapılırken bu açıklama yargıyı etkilemeye yöneliktir., dedi.

HÜKÜMET DAHA DA SERT (Radikal). Başbakana bağlı olan Genelkurmay’ın hükümete karşı bir ifade kullanması kabul edilemez. Gece yarısı ortaya çıkan bu metin yargıyı etkilemeye yönelik bir girişim olarak algılanacaktır.

DARBEYE HAYIR (Sabah). Genelkurmay’ın gece yarısı bildirisi büyük tartışma yarattı. İktidarı eleştiren muhalefet bile tek çarenin demokrasi olduğunda birleşti.

TARİH AFFETMEZ (Star). Başbakan Erdoğan Türkiye’nin siyasi birliğinin de zaman zaman âfetlere maruz kalabildiğini söyledi ve ekledi: Sosyal dokuya zarar verenleri tarih affetmeyecek.

BÜYÜK RESTLEŞME (Takvim). Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinin en sert laiklik açıklamasını gece yaptı. Hükümetin resti gündüz geldi: Genelkurmay başbakanlığa bağlı bir kurumdur.

ÇIKIŞ ERKEN SEÇİM (Tercüman). AKP’nin 367’yi bulamaması ve köşk seçiminin mahkemelik olması üzerine Baykal, Mumcu, Ağar iktidara tarihi çağrı yaptı. Hemen sandığa git gerginliği bitir.

DEVLETİMİZ İÇİN ELELE VERELİM (Türkiye). Çiçek : “Herkes el ve gönül birliği içinde daha nasıl güçleniriz mücadelesi vermeli.”

ÇARE SEÇİM (Vatan). Bu krizden nasıl çıkacağız? Vatan çözümün sandıkta olduğuna inanıyor, siyasiler halka güvenmelidir, diyor.

EMRİMDESİN RESTİ (Vatan). Gece yarısı bildirisiyle irtica ve laiklik uyarısı yapan Genelkurmay Başkanlığı’na hükümet 15 saat sonra aynı sertlikte yanıt verdi.

ASKER DEMOKRASİYE SAYGILI OLSUN (Yeni Asya). AB üyesi olmak isteyen bir ülkede asker, demokratik işleyişe müdahale etmemesi gerektiğini bilmeli.

TEK YOL DEMOKRASİ (Yeni Şafak). Genelkurmay sitesinde yapılan şaşırtıcı açıklama, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve kamuoyundan tepki gördü.

DEMOKRASİ İÇİN SORUMLULUK ZAMANI (Zaman). Türkiye Genelkurmay’ın gece yarısı yaptığı açıklamaya kilitlendi. Bunu kendisine karşı bir tutum olarak değerlendiren hükümet görüşlerini Cemil Çiçek aracılığıyla açıkladı.

*****

Yorum : Genelkurmay’ın Başbakanlığa bağlı bir birim olduğunu, bunun yasalar ve Anayasa'yla belirlendiğini bilmeyen yok, bir gerçek.

Türk askerine olan güvenimiz, inancımız, sevgimiz, saygımız ve bağlılığımızla, bu hiyerarşik gerçek arasında bir çelişki yok, olmamalı da…

Ancak bugüne kadarki uygulamalar askeri, hükümetin üstünde bir güç olarak kabul etmemizi, demokrasiye ters olmakla beraber bunu gönülden kabullenmemizi sağladı.

Şimdi ilk kez hükümetin Genelkurmaya bu gerçeği hatırlatması, neden “rest” olarak değerlendiriliyor ki? Ayrıca geldiğimiz bu noktada “Yeter!” “Germeyin!” şeklindeki feryatları yapanların, bu noktaya gelmemizi sağlayan gerginliklerde ne kadar etkileri olduklarını acaba geçmişe bakıp bir kerecik de olsa irdeleyip kendi kendilerini bir kritik etmeleri acaba mümkün mü?

*****

Bugünkü gazetelerde yer alan iki değişik manşeti de değerlendirmek istiyorum.

İşte önce Hürriyet’teki haber:

ALTINDAN AYNI BAĞLANTI ÇIKTI (Hürriyet). Genelkurmay bildirisine giren Ankara’da 23 Nisan günü Kur’an Okuma yarışması organize edenlerin 1997’de Sincan’da Kudüs Gecesi’ni düzenleyenlerle bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Geceyi Anadolu Gençlik derneği düzenlemişti.

Yorum : Sanırım Genelkurmay’ın son bildirisinin yayınlamasına sebep olan etkenlerden en önemlisi, 23 Nisan’da düzenlenen Kur’an okuma yarışmasıydı. Bu haberi duyan herkes otomatikman bunu AKP ile irtibatlandırıyordu.

Oysa görüldüğü gibi bu ters ve yanlış hareketi yapan Saadet Partisi kaynaklı bir örgüttür. Saadet Partisi, bugün Akparti hükümetine karşı en büyük ve en keskin muhalefeti yapan siyasi partidir.

Genellikle bir parti bülteni gibi yayın yapan Milliigazete’nin bugünkü manşetini merak ediyor musunuz? İşte Milli gazete’nin manşeti:

SİNİR SİSTEMİMİZ BOZUK (Milli Gazete). Tarımda aşırı gübre ve ilaç kullanımı insanların sinir sistemini olumsuz etkiliyor.

Yorum : Sinirlerimizi kimlerin nasıl bozduğunu bundan daha güzel anlatablecek bir şey olamaz sanıyorum.

Yarın yeniden buluşabilmek ümidiyle…