“Yine cümle tuzağın da, bir güven avcısına tutsak kaldı düşler…” Gecenin korkuluklarla dolu cümle tarlasında ürkmeden yürüyorduk oysa, Düş emici vampirlerin şimdiye kadar kaç ruhu sahipsi..
Gece kendi makamını arayan öksüz bir serseri misali… Neden hep bir sahipsizlikle kendi kaderine teslim oluyorum cümlelerin, Yakamoz bile denizin göğsüne sığınmışlığıyla bahtiyar, İki ..
Hep bir bahane, gönül teyyare, nerdeyse ağzımı bozduracak bu hayat denen meşgale... aldattığını zanadenler gülümsüyorlar aldanmış yalan halime, ama bir kaldırsalar gözlerimdeki ..
“Neden bahsediyorsunuz, maskeli yüzler, yalan bir dünya, gerçeğini yitirmiş soğuk cümleler…” İskeletin üstüne giydirilmiş ten kostümü, yüzümüzün altında duran sadece kemik, baştan aşağıya bir mas..
Ah güzel kırlangıç kanadına baharı da takıp gelmiş göç yollarından, Kanadında hep mavi bir anlamı taşıyan martıyla aşk dedikodusunda, Güneşin gözüme serdiği kızıl sofra, nasılda bereket g..
“Biz kendini bilmez ruhlar, nasıl da savurduk bedenlerimizi oradan oraya…Yitik düşlerin serüvenci takipçileri olmak nasılda yormuyor hala bizi…Farklı memleketlerde başka başka bakan gözlerin içine ba..
Gecenin içinde düşlerime tünemiş bay-kuş, karanlıkların efendisi ifritle iş birliği yapmış kötü düşler karnavalı kafamın içi… Pencerenin ucuna konmuş gözlerim yollarda, yine yolculuklara kanatlanmay..
“Ağlamak acıların yontulmuş biçimidir, Hüzünse bir çocuğun gökyüzünü sevmesidir…” Kaç zaman geçti bir yağmur yiyemedik şöyle doyasıya, İnsanın yersiz korkuları gibi teslim ettik bedenlerimizi ..
“Kendi yazdığı bir oyunun galasında, oyunun sona ermesiyle seyirciler tarafından alkışlanarak sahneye çağrılmış ve o sırada kuliste sigara içtiği için önce çıkmak istememiş, yaklaşık yarım saat süre..
Bir varmış bir yokmuş diye başlasaydı keşke bizim yaşam öykümüzde deriz hep. Ama hayatın hala bilmememize karşı dillendirdiğimiz gerçekleri hep miş’li geçmiş zamanlarda pişmanlıklarımızda gösterir ken..