- Kategori
- Deneme
Suskunun yazgısı

Yazabiliyorken ellerim, görebiliyorken gözlerim, yüreğimin kolları sarabiliyorken gönül şehrimi, kalem dağılmadan kağıda akışkan bir üç nokta ile gidiyorum gidebildiğimce... Bitti diyemeden söze tekrar başlıyor kelâm. Ve araya sindirdiğim bunca bağlaçla yürüyor yazı yazgısınca...
Bir kuş kanadında uçabiliyorken gönlüm bazen, içtikçe susadığımı görüyorum pınar başında, bu tuz, bu susuzluk, gitgide kuşlara bakışımı arttırıyor. Kuş olup uçuyorum belki de gönlümce. Ya da vurgun yer gibi dibe çöküyor kentlerim...
Bir deniz arıyorum belki de, sözün tam burasında... Dalgasında haşinlik olan... Yosun kokan her adımında. Ve kalbi olan herkes, kalbinde denizine hasret sanki. Öyle yakın ki karşı kıyı ve öyle uzak ki güneş... Deniz kızlarını anımsatıyor denizli her masal... Yakomozlar arıyor Yunuslar...
Ve yazı yazgısında kararlı yol alabiliyorken. Kararsız da olan tüm yazılar noktada kalamıyor bunca üç noktadan sonra. Hep bir öncenin bir sonrası, bir sonranında bir öncesi var... Ezeli, evveli gittikçe uzayan yollar... Bu yazı bu yazgıda bitmez ki hiç...
Hâle İzgi Özçiçek