Anılarla hatırlanan özlem...
GÜZEL YAZINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM TUNCAY DAĞLI
09 Ocak 2008 12:09Bir baba- kızın öyküsü
Babanız sizinle mutlaka gurur duyuyordur, önemli olan insanın önüne serilen nimetlerin farkına varıp, kıymetini bilmesidir. Başarılar sizinle olsun. Elinize sağlık, sevgilerimle
17 Ekim 2007 23:00Yağmur masalı
Valla güzel bir yazıydı her cümlede ayrı bir tad aldım ama sonuç bütünleştiriyordu her şeyi, insanın kafası karmakarışık olur bazen ama karışmazsa da düzelmez ki.. Sevgilerle, hoşçakalın,
17 Ekim 2007 22:54Kızım Artık Din Dersine Girmeyecek!!!!
Neslihan Hanım kızınıza yaşatılanlar gerçekten ne dinimize ne de ülkemize yaraşır bir durum değil. Yazınızı okurken birden çocukluğuma gittim, daha ilkokula bailamamıştım, köyeki son yılımızdı ben ilkokula başlayınca tamamen şehre taşınmıştık. O yıl beni köydeki camide kuran kursuna yazdırmışlardı. Boynumuza astığımız bez çantalar içinde Arap alfabesi vardı. Cami hocası biz çocukları caminin ortasına oturtur kendisi de karşımıza geçer dua ve Arap harflerini öğretmeye çalışırdı. Yanında da upuzun bir nar ağacından yapılma çubuk vardı, okuyamayanlara yerinden kalkmadan çubuğu şaklatırdı. Canım hiç gitmek istemezdi kursa. Çünkü korkardım. Neyse ki yaz bitti okullar açıldı ben de kurstan kurtuldum. Ama o günleri hiç unutmadım. Keşke din dersleri aydın kişiler, dinimizi, Allah'ı peygamberi sevdirecek kişiler tarafından verilse. Kızınız sonuna kadar haklı din dersi korku dersi değil sevgi dersi olmalı. İnsan, Allah'tan, onun sevgisini, korumasını kaybetmekten korkmalı. saygılarımla
16 Ekim 2007 23:24Aşk bir güne sığar mı?
Ellerinize sağlık, çok güzel bir anlatımdı, yürekten ve derinden gelen sözlerdi. Hayırlı bayramlar
14 Ekim 2007 19:46Aşk'a başka bir bakış
Ders alınacak mini bir hikaye ama içinde çok şeyler var. İnsan severse karşılıksız ve gönülden sevmeli, sevmenin, aşık olmanın insana kazandırdığı değeler çok büyük, bunu ancak yaşayan bilir, yaşamayana da anlatamazsınız, o da sizi anlamaz zaten. İyi bayramlar saygılarımla Tuncay Dağlı
11 Ekim 2007 13:28Yazarın hayatı sıradan olmamalı...
Doğru söze ne denir bilmem ki, hastanın halinden ancak hastalar anlarmış... Sizde hasta olmasaydınız anlamazdınız bu hallerden. Yaşamak ve yazmak lazım, aşkı tatmayan aşkı nasıl anlatabilir ki değil mi..
08 Ekim 2007 16:45Gazetecilik arkadan vurmak mıdır?
Ben size bir öneride bulunmak istiyorum, inandığınız güvendiğiniz bir gazete ve bir iki yazar seçin ve onlardan başkasını okumayıni okuyup da moralinizi bozmayın. Çünkü adı gazeteci kendisi bir halt olmayan o kadar çok insan varki. Meslektaşıyla didişmeyi, kendine yüz vermeyen şarkıcıyı, mankeni karalamayı, kendine arka çıkmayan politikacıyı, iş adamını, bürokratı kötülemeyi gazetecilik sanan müsvetteler var. Onları yok sayıp okumayın. Gazetecilik karakteri sağlam, idealist, para mal aşığı olmayan, dürüst insanlar tarafından yapılmalıdır. İçi kokuşmuşlar tarafından değil. saygılarımla
08 Ekim 2007 12:34Geleceğin Türk subayları
Eline sağlık baba, bunları yazmaya lütfen devam et, sizden öğrenilecek çok şeyi olan çok kişi var. Uzakta da olsan yüreğin memleket için çarptığı için ellerinden öpüyorum. Allah uzun ömürler versin saygı ve sevgilerimle
07 Ekim 2007 21:32Aşk tektir.
Öncekinin gelmesi gibi gitmesini e anlayamadığınıza göre, yenis, de aynı şekilde gelir ama nasıl ne zaman ve nerede geleceğini hiç düşünmeyin, o sizi isterse bulur, yeterki gönül kapınız açık osun. saygılarımla
07 Ekim 2007 12:28