Bazı yazarlar, dünya görüşlerini, siyasi düşüncelerini okurları ile paylaşmak istediği için kahramanlar ve olaylar karşısında tutumunu açıkça ortaya koyar. Bazılarıysa bunlara hiç girmez, daha geni..
Dilbilimci Roman Jakobson, dilin fonksiyonlarından birinin de “çağrı işlevi” yani alıcıyı etkileme, düşündürme, yönlendirme işlevi olduğunu söyler. Bu açıdan bakıldığında, acaba yazarın da böyl..
Mekân, öykünün coğrafyasıdır. Bu coğrafya, fiziki olduğu kadar da beşeridir. Yüzey şekilleri, bitki örtüsü, iklimi, insanları, onların davranışları, yaşantıları, gelenek ve görenekleri hakk..
Dört ya da beş yıl önce tanışmıştım Pervin Çoban Savran ile. Adı hoştu; soyadı, adından da hoştu. Bu üç ad, alıp götürmüştü beni çok uzaklara.Pervin, bir yıldız kümesi. Biz ona “Ülker” derdik. ..
Bilindiği gibi Türkçemizde iki ünlü arasına giren ünsüzlere “kaynaştırma” ünsüzleri denir ve bu sesler “-n”, “-s”, “-ş” ve “-y” olmak üzere dört tanedir. “-N” ünsüzü üzerinde durmak istediğim bu çal..
Sabahtan beri yağan yağmur durdu sonunda. Dama çıktım, çevreye bakmak için. Kara bulutlar çekip gitmiş, güneş de sıcak yüzünü göstermişti. Aşağıda deniz maviliğini kaybetmiş, kızıl deryaya dönüşmüş..
Dilde ton, yazanın ya da konuşanın, konuyu ele alışındaki hassasiyetini, niyetini ve duygularını açığa çıkaran öğelerin tümüne denir. Konuşmada ses, duyguları belirtecek biçimde çıkarılır. ..
Takvim yaprakları 8 Ağustos 1985’i gösterirken, bir minibüs ilerliyor bol dönemeçli Silifke-Anamur karayolunda. Asfalt kaynıyor. Yolcuları Anamur’a bağlı Akine köylüleri. Bir mahkûm ziyaretinden dönü..
Limandaki çay bahçesinde, denize karşı oturmuş gazetemi okuyordum. Tavşankanı bir çay kondu masama. Gazetemi bıraktım. Gözlüğümü de çıkardım. Pırıl pırıl, masmavi, çarşaf gibi denize karşı hem çayı..
Tane tane konuşan, hazırcevap, nüktedan, ağzından bal akan, her çeşit fıkrayı çok güzel anlatan ve insanları sıkmadan kendisini dinletmesini bilen birisiydi, eski kültür ataşelerimizden eğitimci ..