/dağın fermanında çocukluğunu bilmeden büyüdüler tam kanat çırpacakken hayata kırıldı kanatları toprağa düştüler/ “kızgın damarlarından akan kan, bulaştı yüzüme kan ..
ölümün soğuk yüzünü unutmuş insanoğlu farklı sesler çıkarıyor ağız ağza duran diller hoyrat sevinçlerle nârâlar atılıyor tuvalde çizilmek istenen yeni bir sonbahar bahara ha..
/dört başı mamur olmazlar silsilesi ve avaz avaz sessizlikteydi yaşam/ * üç çocuk, anayla baba saadet duygusundan yitik, beş insan son yaprakları da düşmede ..
bidünya toz arasında tek onun kokusu anlamsız/ değersiz/ savrulan masa sandalye, kap kacak, kilim bir ulumanın içinde yuvalanıyor ölüm dumansız tütüyor ateşi ..
mahzun/ masum değil artık bakışı kahırlar yağdı üstüne derin oyuklarında ne yana vursa başını bir karanlık yırtılırken bin karanlık çıkıyor içinden sin ve ..
/zar tutar zaman görmezsen, o olur hep kazanan bir kelebek, tırtıla dönemez yeniden/ son limana yaklaşıyor gemi doldur boşalt..
/vahadan çıkmayan, bilmez sahranın çilesini kasabın derdi, duymaz can çıkışını ateşin düştüğü yer neresi?/ şamar oğlanı şakşakçılar bıkmaz usanmazlar çinko kaplı yüz..
gelip sığınmışlar buraya iki göz bakla oda, bir küçücük mutfak banyo, tuvalet bir arada avluda o kadar büyük hayâller sığar mı bu derme çatma çatıya baba kâh çalışır, kâh ..
“ aynı kaderi paylaştığımız asker eşlerine” yaşanmayan mevsimlerle geçti yıllar hasrete sürgün gün değmedi ömrümüze çoğu zaman kolunu t..
Arkanda bıraktığın ezip geçti sevgileri Yeşil verdim çöl buldum bilmedi hiç kıymetini Yalınayak geçtim hergün cehennem ateşini Yar oldum yaren oldum gittim durdum ölümlere<..