Bu sırada oturduğu merdivenin son basamağından iskeleye yanaşıp kalkan kayıkları seyre koyuldu. Arada bir geriye garın görkemli binasına hayran hayran bakarken şaşkınlık içindeydi. Gar bi..
Bütün bu olayların gerisinde hep pastaneci vardı. Çünkü,dün o kadın Halim’in yanından çıkıp giderken pastaneci “bi dakka bayan” diye o kadını pastaneye davet edip oturtmuş; bir gelip giden olur da ..
Neyse biz kaldığımız yerden yolculuğa devam edeceğiz. Çünkü bir önceki bölümde yazdığımız gibi yolumuz çok uzun. Temur Efendinin treni İzmit’i geçince rötar yapmıştı. Bu t..
Yavuz bey dışarı çıktı. Halim aklında o kadın patronu karşısında görünce ayağa fırladı; az kalsın önündeki masayı devirecekti. Yavuz bey Halim’in dalgınlıktan öyle ayağa fırladığını zannedip “yavaş..
Ocakçı lokantacının arkasından “sen da çok cık cık edicen canım” diye dalga geçerek söylendi. Hem Ali, hem Cengiz,daha genç olduğu için böyle “alengirli” işlere aklı almıyordu. He..
Ama Temur Efendi bir ara koridora çıkınca o adamın öteki kompartımanlarda başka köylülerle de konuşup onlara bir şeyler söylediğini görmüş, adamı hiç gözü tutmamıştı. Bunları düşü..
“Yerin boş duruyo, biz kendi işimize bakam. Yalnız az dıkkatlı olam, muhtar son zaman çok azıddı” deyip. Muhtarın Valiye ettiğini, sonraki yaptıklarını anlatmış. Ve ağılda birlikte yaşamaya başlamı..
Çoban Ali cahil mahil, ama adamın hası. Yani gelen asker arkadaşına kapıyı gösterecek adam değil. “Safa geldin arkıdeş. İnsan heç ekser arkıdeşine kapı mı gösterimiş? Burası dağ başı… Aslan gal..
Sonra devam etti. “Sen şimdu oğlanlar nasıl konuşayu deyicaksun. Ha pak onlar İstanbul’ca konişir. Neden bileymusun? Kurbet adamun anadilunu unutturur. Ana südi desen şimdu mamalar çıkınca o da..
Neyse, Reşit menemen çanağını bırakıp geldiğinde Bilal ağa ve Halim’de kahvelerini yeni bitirmişti. Reşit kahve boşlarını kaptığı gibi ocağa koyup geldi. Bu sırada Bilal ağa Halim’e “şindi anlad ba..
Sanat Enstitüsü yapı bölümünden 1967 yılında Denizli'den mezun oldum. Buca Mimar Mühendislik Özel..