Bir şairin ömrü kadardır iyimserliğimiz. Ne kadar yaşarsa, o kadar su veririz geçen günlerimize; kurumasın diye. Müsebbibi dizelerinde gülümser bize, “ çiçekli şiirler yazmak istiyorum bayım” cümlesin..
Bozkırdan geliyorum. Bakma bağrında yanık ot bitmiş çatlak toprağa; bir saban, iki kazma vurmayagör, bire bin veriyor. Sonra harman yoluna vurursun ekini, bir patos (*) gelir savurur sevinc..
Beti benzi atmış şarkılar geçiyor yaşadığımız günlerden. Ritmi şarkı sanıp kalpte aritmi yaşatıyor. Sabahın mahmur saatinde, gecenin uykuyla randevulaşacağı bir zamanında, günün olur olmaz bir fa..
Anıları kolaçan ediyorum. Kimi çatlak sesli çocuk zamanların düşe kalka yollarından el ediyor bana; bir ceviz ağacının üzerindeyim, salıncakta diğer kardeşim, yanı başımızda duran ablam...Abla diyegel..
Genç ve kırılgan Nina, (Natalie Portman) zamanında balerinliği bir "hata"yla bırakmış annesinin heyula gibi üzerinde beliren gölgesinden kurtulamamış, odasında onlarca sevimli oyuncağın gösterme..
Kelebek ömürlü filmler bunlar, ne kadar ödüllendirilse de, çok yaşamıyor, bir iki hafta kalıp geçiyor sinemadan. Afişine bakıyorum filmin, izlemeden önceki çağrışımıyla, çıktığımdakini karşılaştırmak ..
Mayın tarlasında dolaşıp da, nereye bassan infilak edeceğin gibi bir hisle, hayatta insana değen parça tesirli "şeyler" vardır. (Şey: Felsefik bir terim olmanın ötesinde, milyon şeyin yerine geç..
Hayatlarımızı ortaya koyduğumuz şeyler bir kâğıdın üstünde yazılı. Kimimizin çerçeveletip duvara astığı diplomaları, bir varlığımızın olduğuna delalet tapular, banka cüzdanları, kim olduğumuzu açıklay..
Güzel şeyler duymak istiyoruz. En meraksızımızın bile, hayatımıza dair kulağımıza ferah feza şeyler muştulamakla para kazanacağını öğrenmiş o falcılara kulak kabartmasındaki sır bu. Acı kahveleri..
Dolar taşardı içi, bir şiirin yüzüne sırlı bir suya eğilir gibi baktığında. Oradan parça parça sözler, hayatının hiç hesaplanmamış zamanlarında gelip, apansız çakılırdı aklına. ..