Boğucu sıcaklar geride kalmıştı. Bazı ağaçların yaprakları sararmaya bile başlamıştı. Birkaç günlüğüne bir şair dostum gelmişti yanıma, yaz dinlencesi için. İki katlı taş evimin alt katında kalıyordu..
Yaşlıca bir adam, pantolonunun paçasını sıvamış, deniz kenarında eğilip doğruluyor; köpüklü dalgalar, diz boyu taşların üzerinden aştığı zaman geri kaçıyor, su çekilince de işine yeniden koyuluyor..
Evimde Türksat aracılığı ile çeşitli televizyon kanallarını izleyebiliyordum ama Fransız kanallarına erişebilmem için bir çanağa daha gereksinimim vardı. Alacaktım almasına da havalar çok sıcaktı. Kav..
İki dağın arasındaki dere boyunu izlerdi, etrafı harnup, pırnal ve sarı azganla sarılı keçiyolu. Odun yüklü bir eşek zor geçerdi o patikadan. Semerlenmiş eşekleri tek sıra sürerdik yokuşa, biz de o..
1960 başlarında, Gülnar-Anamur karayolu, Gilindire içerisinde, deniz kenarından değil de daha yukarıdaki eski yoldan geçerdi. O eğri büğrü, dar yol, olduğu gibi bırakılmış ve yenisi için kıyıdaki..
Evimiz eski, duvarları çamurla sıvalıydı. Tavanında mertek ve pardılar vardı. Toprak damı da yağmurlu günlerde bazen akardı. Zemini ise iri tahtalarla kaplıydı. "İki katlı bu taş evin yer yer tah..
Gökyüzüne kurulan kızgın sac indirilmiş, dağın gölgesi de toprak damlı ahırın üstüne düşmüştü. Deniz kokusuna bürünmüş meltem, ahırı yalayarak yükseliyordu yukarıdaki kızıl kayaların yangınını söndü..
Pazaryerindeki satıcı, “Taze fıstığın haşlaması güzel olur, Beyim” dedi ve bir avuç kabuklu yerfıstığı uzattı bana. Elleri buruşuktu. Yüzüne baktım. Beyaz sakallıydı. Siyah çekik gözleri ise pırıl p..
Bu poyraz da nereden çıktı? Kapı ve pencereden beklenmedik misafirler getiriyor. Masamın üzerindeki kağıtlar kanatlanıyor. Perdeler yelken gibi şişiyor, dışarı çıkmak ve özgürlüklerine kavuşmak istiy..
Çelengileri yer yer düşmüş, balkonundaki tahtaların bir kısmı çürümüş, toprak damı yağmurlu günlerde akan, yeniden topraklanıp yuvulması gereken, iki katlı bir taş ev miras kalmıştı babamdan. Kıyı..