Orta boylu, tıknaz bir adam, sırtında üzüm küfesi, ağır adımlarla tırmanıyordu tozlu dar yolu. Şıhranaya varınca indirdi onu sırtından. Hafifçe eğdi koca sepeti; sol eliyle altından, sağ eliyle de..
“Perişan olduk, baba” diyor, Muhtar. Yaşlı adamsa yanıt vermiyor oğluna ve dikmiş gözlerini, evinin önündeki bahçeye bakıyor. Birkaç damla gözyaşı da kayboluyor uzun sakalında. Sararıp solmuş b..
Su damlıyordu, tahta balkonu ayakta tutan iki direğe gerilmiş telde asılı mayolardan. Duvara dayalı sedirde kitap okuyordu, orta yaşlı bir adam. Kısa pantolonlu, üstü çıplak. Eşi ve çocuklarıysa iç..
Bir poyraz dökmüştü, tükürüğü havada donduracak cinsten. Kaldırıp atmaya çalışıyordu balıkçıların bürünüp yattığı battaniyelerini. Küçük koyda demirli sandalsa, kayalara ha çarptı ha çarpacaktı...
Kızılçam ormanında bir süredir yılan gibi akıp giden dar ve bol dönemeçli asfalt yol inişe geçiyor. Soldaki kayaların üzerinde, pürenler yeşermiş yaşama meydan okurcasına. Ama küçük bir çana benzeyen..
Kafamda yanıtsız kalan bir yığın soru. Öğleden sonra attım kendimi dışarı. Önce iskeledeki çay bahçesine… Dertleşecek bir dost aradım… O da yoktu. İçimdeki çocuğa döndüm. Taşmasa’ya çıkalım mı? “Olur”..
Can Yayınları’ndan Ağustos 2010’da çıkan, okurun büyük haz alacağı türden, müthiş, hepsi de birbirinden çarpıcı, usta işi dört öykünün yer aldığı bir Osman Şahin klasiği. Kitaba adını veren ilk ö..
Latince adı mandragora olan adamotu, marula benzer ve gövdesi çok kısa olduğu için yerle bir gibidir. Geniş, uzun, oval, ucu sivri, kenarları kesik, sert yeşil yapraklarının yüzeyi pütürlü olup ..
Güneş tepeye ulaşmak üzereydi, telefonum çaldığında. "Canım Dostum, ortak konuklarımız var. Yarım saate kadar yanındayız" diyordu tanıdık içten bir ses. Ali F. Bilir idi arayan, Gülnar’dan telefon ..
Doğa uyandı. Toprak ana ısınmaya başladı. Yeşillendi ortalık. Badem ağaçlarında kütür kütür çağlalar. Azganların açmasıyla sarıya büründü dağlar. Rengarenk dağ laleleri sardı ormanı. Minicik oğlaklar ..