Yollar
geçtiğim yollar isyan çıkarıyor durgun ruhumda, tarlalardaki korkulukları örgütlüyor gözlerim, içimdeki kar(g)a duyguları kaçırmak için... şimdi güneş uçan balon misali, bükülmez yüreğimin bileğine bağladığım...
13 Ağustos 2010 05:38Gri İstanbul
insan varmak için yürüyorsa vardığı yer varmak istediği yer olmuyor çoğu zaman...yürümek için yürüyorsa o zaman varıyor biryerlere...her şey emanetse dünyada bize iyi davranmalı emanete ki salıncak kurabilsin ruhumuz gönlümüzde,sallandıkça çocuk parkı yapabildiğimiz kadar varız yaşamın her anında...
28 Şubat 2010 12:06Ya sevmiyorsun ya da seviyorsun
bir sıcak söz... bir demlik çay... işte sevgi bu kadar kolay... "gerçek sevgi karşındakinin alışkanlıklarını değiştirmeye çalışmamaktır..."
28 Ocak 2009 21:47Ben olmadığımda...
her kelimede hayatın yelkenini şişirmişsin akıp gitmiş yazı mavi bir sayfa üzerinde...kimler beklendi, kimler uğurlandı bu hayatta insana kalan hep yalnızlık denizinde bir kulaç atma çabası oldu hep, bir önceki bayramda beklediklerimiz geldi belki, bu bayram penceredeki sokak bomboş gelmeyenlerle, ama içimizdeki yalnızlık hep kalabalık hep bayram...
07 Aralık 2008 22:56Hep yas... Niçin?
neden? bir kahvenin kırk yıllık hatrını saklıyoruz kendimizde... neden? sabah bir günaydını esirgiyoruz yabancı olduğunu düşündüğümüz ama biz olan yüzlerden neden? aynı havanın,aynı sokaklarda istop oynayan çocukların,aynı toprağın aşını paylaştığımızı unutuyoruz... neden? "seni seviyorum" cümlesinin ayrı dillerde farklı ama yürekte aynı dilde olduğunu düşünmüyoruz... neden? kendimiz olmuyoruz... neden mi? belki kendimizi bizden almaya izin verdiğimiz için... belki...
08 Ekim 2008 14:14Resmi Geçit
çaresiz bir monolog bağırıpta yankısını bulamayan...yürümek arkana bakmadan gidebilme cesaretini gösterebilmektir...yürümek arkanda bıraktıklarının özlemini çekmektir...yürümek tökezleyip tökezleyip yola devam etmektir..."zaman geçmez de gecilmezde iter seni arkandan, düşürür senidizlerinin üzerine kaçar elinden saniyeler, saçılır yerlere...Ağlarsan bir festival, gülersen soytarısın! Hain bir palyaço resmi çizmelisin ki maskene seni soytarılarından sansın..."şimdi neresinde diyeceksin mavi bu yazının, yazıda değil zaten içinde derinde içinin sesindeki senfoni senin ruhunun mavi bestesi...
02 Ağustos 2008 02:43Tuya'nın evliliği...
yol şeritleri kendini şansa teslim edenlerin dikenli telleri misali...şansa bırakmadan yola çıktımı insan arkasında hasret dolu bir geçmişin gökkuşağını bırakıyor...önünde ise sağnak gibi bir gökkürültüsü çıkaran yeni şehirlerin kaldırım sesleri...içindeki gökkürültüsü ne kadar sağnaksa yaşamına insanın o kadar gkkuşağı oluyor ruhu...hep başa dönüyoruz işte şaman dansları insanın ilk sanatsal ritüelleri...ne yaparsak yapalım hep kendimizi buluyoruz hayatın karşılığında...bulmak istemeyenlerimiz kaçıyor duygu duvarlarının arkasına...ama hep sobeleniyoruz işte...sanırım bir blog yazısı kadar yazdım,rahat bırakayım sayfayı biraz dinlensin...keyifli bir öneri...
30 Mayıs 2008 23:32Bez misin yoksa kadife mi?
kimse kimseye birşey katmıyor aslında, katmış gibi hissetmek kendimizi yaşadıklarımıza dair anlamlı kılmaya çalışmak yalnızlık insanın vaz geçilmez çokluğu...Yalnızlığı sadece kendi yalnızlığınla bölebilirsin..."-Yalnızlığımdan yalnızlığım yalnız..."Ve herkes kendi yorumunun celladı...bende bu yorumumla yalnızlığıma cellad...
28 Nisan 2008 19:25Hoşçakal!
"hayatın içine bir senaryoyu, bir senaryonun içinede hayatı koyamıyorsun..." iki dudağının arasında bir fırt sigara gibi zehir ve doğaçlama işte yaşam...herkes kendi pandorasından payına düşeni alıyor...
27 Nisan 2008 19:25Gidenden kalan
Gerçek değer: Gelmesi boşluk dolduran değil, gitmesi boşluk yaratan., özdemir asaf...
12 Nisan 2008 20:32